İlahi (Semavi) Dinlerin Özellikleri Nelerdir?

“İlahi din”, “semavi din” veya “hak din” nedir veyahut ne demektir? “İlahi din”, “semavi din” veya “hak din”leri batıl dinlerden ayıran özellikler nelerdir? İlahi (semavi) dinlerin 8 özelliği...

“İlahi din” veya “hak din” deyince ne anlıyoruz? Önce bunu açıklayalım:

İLAHİ (SEMAVİ) DİN NEDİR?

Hak din, bir peygamberin, Allah’tan vahiy yoluyla aldığı ve insanlara tebliğ ettiği hükümler ve düsturlar demektir. Buna “hak din” denildiği gibi, “ilahi din” veya “semavi din” de denir. Bu tarifin dışında kalan dinlere de batıl dinler denir.

İLAHİ (SEMAVİ) DİNLERİN 8 ÖZELLİĞİ

Hak dini, batıl dinden ayıran özelliklerin başlıcaları şunlardır:

  1. Hak dinleri, Allah’ın görevlendirdiği peygamberler tebliğ etmişlerdir.
  2. Hak din, bir olan, eşi ve dengi bulunmayan Allah’a inanmak ve yalnız O’na ibadet etmek esasına dayanır.
  3. Öldükten sonra dirilmeyi ve dünyada yapılan her şeyin hesabının Allah tarafından sorulacağına inanmayı emreder.
  4. Doğruluk, emanete riayet gibi üstün niteliklere sahip olan peygamberlerin Allah’tan vahiy suretiyle aldıkları mesajları insanlara duyurduklarına inanmayı gerektirir.
  5. Allah tarafından gönderilen ve peygamberler tarafından tebliğ edilen mukaddes bir kitaba dayanır.
  6. Meleklere iman, hak dinlerde bir esas olarak yer alır.
  7. Hak dinlerde yer alan esaslar arasında, ilim ve akl-ı selim ile çatışan bir taraf bulunmaz.
  8. Hak dinlerin gayesi, insanlar arasında eşitliği, kardeşliği, adaleti tesis etmek ve insanlığı mutluluğa ulaştırmaktır.

Kaynak: İslam İlmihali, Diyanet

İslam ve İhsan

DİNLER VE İNANÇLAR

Dinler ve İnançlar

HAK DİNİN ÖZELLİKLERİ

Hak Dinin Özellikleri

İSLAM’DA VE DİĞER SEMAVİ DİNLERDE YER ALAN ON EMİR İÇİNDE AİLEYLE İLGİLİ MESAJLAR VAR MIDIR?

İslam’da ve Diğer Semavi Dinlerde Yer Alan On Emir İçinde Aileyle İlgili Mesajlar Var mıdır?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.