İlham Nedir?

İlham nedir? Dini açıdan ilhamın bağlayıcılığı var mıdır? Doç. Dr. Ali Namlı cevaplıyor.

İLHAM NEDİR, KİMLERE GELİR?

İlham, “Kalpte beliren bilgi” demektir.

Vahiy ile ilham birbirinden farklıdır. Şöyle ki, vahiy peygambere gelir. Allah tarafından koruma ve gözetim altında peygambere ulaşır. Vahyi alırken peygamberin bilinci yerindedir. İlham ise korunmuş olmayıp, yanılma payı vardır ve bilinç dışı olarak Allah’ın sevgili kullarının kalbine doğuverir.

Hz. Musa aleyhisselam’ın annesinin durumu ilhama örnek verilebilir. Fir’avun’un, gördüğü bir rüya üzerine, ülkede yeni doğan bütün erkek çocukları öldürttüğü bir sırada dünyaya gelen Musa aleyhisselam’ı, annesi bir sepetle Nil nehrine bırakmış, suların sürüklemesiyle Fir’avun’un bahçesinin yakınında bulunan Musa, saraya alınarak orada yetiştirilmiştir. İşte bu olay Kur’an’da şöyle anlatılır:

“Biz, Musa’nın annesine: Onu emzir, kendisine zarar geleceğinden korktuğunda onu denize bırak, korkma, kaygılanma, çünkü biz onu yine sana geri döndüreceğiz ve kendisini peygamberlerden biri yapacağız, diye bildirdik.” [1] Bu bildirme, ilham veya rüya yoluyla olmuştur. İlham kelâmcılara göre bilgi kaynağı sayılmamakla birlikte, sahibi için “ameli gerektirecek bir gücü” olabilir. Bu, peygamberlerin peygamberliği niteliğinde değilse de velinin kerâmeti gibi bir haldir. Bu ilham Musa aleyhisselam doğduktan sonra olmuş, annesinin onu üç ay kadar emzirdiği nakledilmiştir.[2]

Dipnotlar:

[1] Kasas, 28/7. [2] bk. Elmalılı, Kasas, 28/ 7. âyet tefsiri.

Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslam İlmihali, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

İNSANLARDA GÖRÜLEN OLAĞANÜSTÜ HALLER

İnsanlarda Görülen Olağanüstü Haller

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.