İlham ve Vesveseyi Birbirinden Ayıran Nur
Hikmet; Kur’an-ı Kerim, ilim, fıkıh, ilm-i ledünni, nübüvvet, din ve dünyanın salahı, “İlahi emirlerin faydasını anlama”, güzel fiilleri meydana getirme melekesi, “ahlak-ı ilahiyye ile ahlaklanma” ve “müktezayı hâle göre hareket etmektir.” Başka bir ifadeyle hikmet, “Hakkı hak bilip ittiba etmek ve batılı batıl bilip ondan sakınmaktır."
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Allah hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilirse, ona pek çok hayır verilmiş demektir. Ancak akıl sahipleri düşünüp ibret alırlar.” (Bakara, 269) Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Bir kul dünyâya karşı zâhid olduğu zaman Allah onun kalbinde hikmeti bitirir, diline hikmeti konuşturur, ona dünyanın ve nefsinin ayıplarını gösterir. Bir kardeşinizin zühd yolunu tuttuğunu görürseniz ona yakınlaşın ve onu dinleyin. Çünkü ona artık hikmet verilmiştir.” (Deylemî, Hadis no: 6217) Hikmet ilham ile vesveseyi birbirinden ayıran bir nurdur. Bu nur kalbde tefekkür ve ibretten meydana gelir. Tefekkür ve ibret ise hüzün ve açlığın bıraktığı mirastır. Hikmet ehli birisi şöyle demiştir:
“Bedenlerin azığı yiyecek ve içecekler, aklın ise hikmet ve ilimdir. Kula dünyâda verilen en üstün şey hikmet, âhirette verilecek en üstün şey ise rahmettir. Bedenler için tıp ilmi ne kadar mühim ise, ahlak için hikmet de o kadar mühimdir.” Hz. Ali şöyle der:
“Kalbleri dinlendirin ve onlar için hikmetli hoş sözler araştırın. Çünkü bedenlerin yorulduğu gibi kalbler de yorulur.”
Kaynak: İsmail Hakkı Bursevî, Rûhu’l-Beyan, 15. Cilt, Erkam Yayınları