İlhan Armutçuoğlu Hocaefendi Vefat Etti

Mutasavvıf, hafız, âlim, şair ve pek çok meziyetleri olan kıymetli manevi mimarlarımızdan İlhan Armutçuoğlu Hocaefendi vefat etti.

Türkiye’nin önde gelen İslam âlimlerinden İlhan Armutoğlu Hocaefendi, 86 yaşında uzun süredir tedavi gördüğü hastanede Hakk’ın rahmetine kavuştu.

İlhan Armutçuoğlu Hocaefendi, Kurşunlu Camii’nde kılınacak ikindi namazının ardından Ula Oyru Namnam Mescidi’ndeki aile mezarlığında toprağa verilecek.

İLHAN ARMUTÇUOĞLU KİMDİR?

İlhan Armutçuoğlu, 1937 yılında Ula’da dünyaya geldi.

Kendisinin anlatımıyla kökeni Ahmed Yesevi Hazretleri’ne dayanıyor, Horasan erenlerindendir.

Büyükleri 1071 Malazgirt savaşından önce Anadolu’ya gelip Ula’nın Armutçu köyüne yerleşmişler. Soyadları da burada geliyor.

1950’lerde babası Mehmet Ali Armutçuoğlu, hem imam-hatip hem Kur’an öğreticiliği yaptı. Ula’da hafız yetiştirmeyi amaçladı.

Kur’an eğitimine ciddi baskıların olduğu dönemde iki kişi (biri İlhan Armutçuoğlu) hafız oldu.

İlhan Armutçuoğlu, ilkokulu Ula’da (1949), imam-hatip okulunu Isparta’da bitirdi. (1959) Kendisi ilk imam-hatip okulu mezunlarındandır.

İmam-hatip olarak ilk görevi Marmaris ilçesinde aldı. (1961) Daha sonra Konya Yüksek İslam Enstitüsü’nü bitirdi. (1966) 1967 yılında Muğla İl Müftüsü, 1971 yılında Manisa İl Müftüsü olarak atandı. 1981 yılına kadar İzmir merkez vaizliğinde bulundu.

Kasîde-i Bürde, Kasîde-i Ziyâiyye, Münâcât-i Ebû Bekrini’s siddîk adli manzum tercümeleri basılmış olup, Divân-i Leyla Hanım basıma hazırdır. Çeşitli dergilerde yayımlanmış makale ve incelemeleri vardır. Evli ve altı çocuk babası olup, Arapça ve Farsça biliyor.

Edebi yönü olan, ilmiyle amil olan, çok titiz, çok dirayetli, eğitim ve öğretime önem veren güzel bir insan olarak yad ediliyor.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • İslâm'a ve insanlığa hizmetle geçen -bir müddet Konya'da da soluklandığı- bir ömrün hitâmında çok sevdiği Rabb'ine kavuşan İlhan Armutçuoğlu Hocamıza Cenâb-ı Hak'tan rahmet niyâz ediyoruz. Kabri nûr, mekânı cennet, makâmı âlî olsun.

    İnnâlillah ve innâileyhi râciún. Rabbim rahmetiyle muamele eylesin. Başımız sağ olsun.

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.