İlişkiden Sonra Tekrar İlişkiye Girmeden Gusül Abdesti Almak İle İlgili Hadisler

İlişkiden sonra tekrar ilişkiye girmek için gusül abdesti alınır mı? İlişkiden sonra tekrar ilişkiye girmeden gusül abdesti almak ile ilgili hadisler…

Ebû Râfî radıyallahu anh’dan:

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir gün kadınlarını cima için dolaştı, şunun yanında ve şunun yanında (ayrı, ayrı) gusül ediyordu. Ona:

“Ey Allah’ın Rasûl-i hepsine bir gusül yapsanız olmaz mı?” dedim.

“Her biri için yıkanmak daha pak, daha güzel, daha temizdir.” buyurdu.

Ebû Dâvud dedi ki: Hz. Enes’in rivâyet ettiği (bir önceki) hadis bundan daha sahihtir. (Ebû Dâvûd, Taharet, 86/219; Neseî, Kitâb’ut-Tahâret; İbn-i Mâce, Kitâb’ut-Tahâret, b. 102, n. 5, s. 194, c. 1)

Hadisin Açıklaması

Bu hadis-i şerif iki veya üç evli olan bir kimsenin bir gecede hanımlarının her biri ile cima ederse hepsi için ayrı ayrı yıkanmasının efdal olduğuna delildir.

Bir önce geçen hadisle bu hadis arasında ihtilaf yoktur. Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz caiz olduğunu bildirmek için ailelerinin hepsine cimada bulunduğu halde bir gusül ile yetinmiş.

Daha faziletli olanı talim için de her birine cima ettikçe yıkanmıştır.

*

Said bin Hudrî radıyallahu anh’dan: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

“Sizden biriniz ailesine gelip (cima edip) tekrar cima yapmak isterse, iki cima arasında abdest alsın” buyurdu. (Ebû Dâvûd, Taharet, 86/220; Müslim, Kitâb’ut-Tahâret, b. 65, n. 308, s. 249, c. 1; Tirmizî, Kitâb’ut-Tahâret, b. 107, n. 141, s. 261, c. 1; İbn-i Mâce, Kitâb’ut,Tahâret, b. 100, n. 587, s. 193, c. 1; Neseî, Kitâb’ut-tahâret, b. 81. n. 263, s. 142, c. 1)

Hadisin Açıklaması

Bu hadis-i şerifte iki cima arasında abdest almak talim buyurulmaktadır. Akşam ailesi ile cinsî yakınlıkta bulunan bir kimse biraz uyuyup sonra kalkarak ailesine yine yakın olmak isterse önce penisini yıkayıp sonra namaz abdesti gibi abdest almalı. Daha sonra ailesine yakın olmalı. Namaz abdesti gibi abdest alamazsa hiç olmazsa penisini yıkamalı, ağız ve burnu su ile yıkadıktan sonra yaklaşmalı. Çünkü penis yıkanmazsa mikropların birikmesine sebep olur. O, şekilde cinsi yakınlıksa kadının rahim hastalığına tutulmasına yol açar.

Kaynak: İbrahim Koçaşlı, Sünen-i Ebî Davud ve Tercemesi, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

CÜNÜP İKEN UYUMAK, YEMEK VE İÇMEKTE BİR SAKINCA VAR MIDIR?

Cünüp İken Uyumak, Yemek ve İçmekte Bir Sakınca Var mıdır?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.