İlk Vahiy Nedir? İlk Vahiy Ne Zaman ve Nerede Geldi?

Peygamberimize gelen ilk vahiy "ikra (oku)" emriyle başladı. İlk vahiy Milâdi 610 yılının Ramazan ayında bir pazartesi gecesi Hira dağında gelmiştir.

Peygamber Efendimize ilk inen vahiyler Alak sûresinin ilk beş âyetidir. Alak sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 19 âyettir. Hira dağında Peygamberimiz (s.a.s.)’e ilk kez nâzil olan âyetlerdir.

Hz. Muhammed (s.a.s.) 40 yaşına geldiği zaman kendisinde bazı değişiklikler görülmeye başladı. Yanına azığını alıp Mekke yakınında Hira dağındaki mağaraya çekilir, burada yalnız başına günlerce kalır, kâinatı yaratan Allah’ın büyüklüğünü düşünürdü. Rüyada ne görürse gördükleri aynen çıkıyor. Kimsenin göremediği ve bilemediği bir çok gerçekleri apaçık görüyordu. Bu durum altı ay kadar devam etti. Yüce Allah böylece O’nu terbiye ederek Peygamberliğe hazırlıyordu.

Hz. Muhammed (s.a.s.) Milâdi 610 yılının Ramazan ayında bir pazartesi gecesi yine Hira dağındaki mağaraya çekilmiş, bütün varlığı ile Allah’a yönelmişti. Bu sırada Cebrail (s.a.s.) kendisine göründü ve:

– Oku, dedi.

Hz. Muhammed (s.a.s.):

– Ben okuma bilmem, dedi.

Cebrail ikinci defa “Oku” dedi Hz. Muhammed (s.a.s.) yine “Ben okuma bilmem” dedi.

Cebrail (s.a.s.) üçüncü defa “Oku” deyince, Hz. Muhammed Ne okuyayım” diye sordu. O zaman Cebrail (s.a.s.) Kur’an-ı Kerim’de Alâk sûresinin başında yer alan şu anlamdaki ayetleri bildirdi:

“Yaratan Rabbının adıyla oku,

O, insanı kan pıhtısından yarattı,

Oku, Rabbin nihayetsiz kerem sahibidir.

Kalemle yazmayı öğreten O’dur.

İnsana bilmediğini O öğretti.”

Böylece Hz. muhammed (s.a.s.)’e ilk vahiy gelmiş, Kur’an ayetleri inmeye başlamıştı. Bundan sonra Melek kayboldu. Okunan ayetler Peygamberimizin kalbine yazılmış gibi kendisi de bunları okumaya başladı.

İlk vahyin ağırlığı, aldığı vazifenin büyüklüğü ve duyduğu sorumluluk duygusunun tesiriyle eve döndü. Başından geçenleri Hz. Hatice’ye anlattı. Hz. Hatice O’nu teselli ederek şöyle dedi:

“Müjdeler olsun! Sebat et. Hayatımı elinde bulunduran Allah’a yemin ederim ki sen bu ümmetin Peygamberi olacaksın, Yüce Allah seni asla bırakmaz. Çünkü sen akrabalık haklarına riayet edersin, sözünde doğrusun, güçlüklere dayanırsın, misafirleri ağırlarsın, felakete uğrayanların yardımına koşarsın. Böyle olan kulunu Allah yalnız bırakmaz.”