İmam Hatip Liselerinde 'tasavvuf Dersi Okutulsun' Tavsiyesi

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi  Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necdet Tosun, İmam hatip liselerine 'tasavvuf ve ahlak bilgisi' adı altında bir dersin konulmasının önemli bir ihtiyaç olduğunu söyledi.

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi  Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necdet Tosun, "İmam hatip liselerine 'tasavvuf ve ahlak  bilgisi' adı altında bir dersin konulması önemli bir ihtiyaç olduğundan ilahiyat  fakültelerindeki arkadaşlarımızla bir deklarasyon hazırlayıp konuyu Milli Eğitim  Bakanlığı'na ileteceğiz" dedi.

İlmihal ve fıkıh kitaplarında ibadetlerin yapılış şeklinin  öğrenildiğini ifade eden Tosun, "Mesela, namazın rüku ve secdesinde ellerimiz ve  ayaklarımızın duruşu, tekbir alırken ellerin kulaklara değişini bu kitaplardan  öğreniyoruz. Fakat ibadet sadece bundan ibaret değil. Huşu, takva, ihlas, Allah  sevgisi ve bir heyecanla yapılması gerekir" diye konuştu.

"TASAVVUF YAŞAYAN BİR KURUMDUR"

Tosun, manevi duygularla gidilmeyen haccın bir ülkeye yapılan turistik  seyahatten farkı kalmayacağını belirterek, şunları kaydetti: "İşte, tasavvuf bize bunu öğretiyor. Bunların zaman içinde kaynakları,  kitapları yazılmış ve kurumsallaşarak, günümüze kadar gelmiştir. Şu anda imam  hatip liselerinde matematik, fizik ve kimya gibi derslerin yanı sıra dini dersler  de var. İmam hatip liselerine 'tasavvuf ve ahlak bilgisi' adı altında bir dersin  konulması önemli bir ihtiyaç olduğundan ilahiyat fakültelerindeki  arkadaşlarımızla bir deklarasyon hazırlayıp konuyu Milli Eğitim Bakanlığı'na  ileteceğiz. Tekkeler kaldırılmış olsa bile tasavvuf, yaşayan bir kurumdur.  Düşünce ve hayat tarzı olarak Türkiye'de ve dünyanın bir çok yerinde devam  ediyor. Bunu herkes biliyor. Dolayısıyla insanlar, imama gelip bilgi istiyor. Ama  imam hatip mezunu, lisede tasavvuf dersi okumadığı için ilmi bir cevap  veremiyor."

Bu durumun ciddi bir sıkıntı olduğuna işaret eden Tosun, "Türkiye'deki  ilahiyat fakültelerinde tasavvuf bir derstir. Anabilim dalıdır ve bir kürsüdür.  Burada ilmi çalışmalar yapılıyor. İmam hatip liselerinde de tasavvuf ders olarak  okutulmalıdır" dedi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.