İmam-ı Azam Ebu Hanife Hazretleri'nin Babası ve Elma Kıssası

İmam-ı Azam Ebu Hanife Hazretleri'nin babasının helal rızık titizliğini anlatan güzel bir kıssa...

HELÂL GIDA TİTİZLİĞİNİN BEREKETİ

Bir öğrenci bir yaz günü, sıcak bir havada, köye giderken çok susamışdı. Bir köye uğramış, hararetini gidermek için bir çiftlikteki elma ağaçlarından bir tane elma koparıp yemişdi. Bundan bahçe sahibinin haberi yokdu. Hayli zaman sonra aklı başına gelmişdi. Bu elmayı yemişdi ama sahibinin izni var mı idi? İzin istemiş olsaydı acaba razı olur mu idi? Yediği elmanın ücretini verse alıp kabul eder miydi? Hayli üzülmüşdü, nihayet çiftlik sahibini bulmuş ve helâllik istemişdi.

Gencin, yüksek seciyeli bir kişi olduğunu anlayıp takdir eden çiftlik sahibi gadablı bir şekilde:

– Hayır, katiyyen olamaz. Benim çiftliğimden benden habersiz olarak ne hakla elma alıp yeme cesaretini buldun! diye çıkışmışdı.

Genç helâllık istedikçe, adamın öfkesi artıyordu. Yumuşayacağı yerde gittikçe sertleşiyordu.

Çiftlik sahibi, bu gencin istikamet ve ittikasının hayranı olmuşdu ama, duygusunu gizliyordu. Delikanlı özür diledikçe adam âdeta kükrüyordu. En sonunda şu teklifi yaptı:

– Benim bir kızım var, gözü görmez, kulağı işitmez, dilsizdir. Oldukça da çirkindir, iyice düşün kararını ver, onunla evlenmeyi kabul edersen, ancak o zaman hakkımı helâl ederim.

Delikanlı özür diledikçe, muhatabı, benim şartım budur, tehdidinde bulunuyordu.

Sonunda delikanlı; “Kaderimde bu da varmış, takdir-i ilâhi böyle tecelli ediyor ”diyerek, yediği tek elmanın manevî mesuliyetinden korkarak muvafakat etti.

Bir taraftan düğün hazırlıkları yapılıyor, diğer tarraftan, damad namzedi, üzgün mü üzgün, neşesiz mi neşesiz, günler böylece geçiyordu. Nihayet gün geldi nikâhları kıyıldı, düğün de yapıldı. Gerdek gecesi kendisine zifaf odası gösterildi. Delikanlı iki rekât namaz kıldı onu müteakib büyük nezaket, edeb, şefkatle ailesinin yüzünü açtı ve ailesinin güzelliğinin, sevimliliğinin hayranı oldu, onun o siyah iri, pırıl pırıl parlayan gözlerinin tesiriyle, hemen dışarı fırladı. Kayınpeder ve yakın akrabalar, yandaki odada idiler. Delikanlı odada oturanlara hitaben:

– Aman bu işte bir yanlışlık olmasın?

Kayın pederin sözleri şu oldu:

– Ben seni çok dürüst ve ittika sahibi buldum. Bu bir tek kıymetli kızımı büyük bir itina ile büyüttüm. Onun gözleri nâmahrem bir şeye bakmadı, dilinden dedikodu, gıybet ve hafif kelimeler çıkmadı, kulağı ile hep faideli sözler dinledi. Kendisi de pek güzel olduğu için her isteyene vermeye cesaret edemedim. Cenab-ı Hak seni karşıma çıkardı. Her hal ve hareketini beğendim, tesirin altında kalarak biricik kıymetli kızımı sana nikâhladım. Allahu Teâlâ mübarek eylesin, dünyevî ve uhrevî saaddetler versin! dedi.

Evlendiler, birbirlerinden çok memnun kaldılar. Tam İslâmî, nezih bir hayat sürerlerken Allahu Teâlâ ve Tekaddes hazretleri kendilerine, güzel, akıllı bir oğlan evlâdı nasib etdi.

Bu temiz ana ve babadan dünyaya gelen bu yavrucak istikbalin İmamı A’zam Ebû Hanife’si, olacaktır.

(Erkam Yayınları, Sâdık Dânâ, Altınoluk Sohbetleri-4)

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.