İmam-ı Azam’ın Talebelerine Nasihatleri
Dört (4) büyük mezhep imamından İmam-ı Azam Ebu Hanife Hazretleri’nin talebelerine/öğrencilerine nasihatleri neler olmuştur? İmam-ı Azam’dan, İmam Ebu Yusuf’a ve diğer talebelerine altın nasihatler...
İmam-ı Azam Ebû Hanîfe, bir öğrencisine şu nasihati yapmıştı:
İMAM-I AZAM’DAN TALEBELERİNE ALTIN NASİHATLER
“Herkese mertebesine göre itibar et. Şeref ehline ikramda bulun. İlim ehlini büyük tanı. Üstatlara hürmet göster. Gençlerle gönül alıcı lâtife yap. Avamla yakından görüş. Fâcirlere idare edici muamele göster. Hayırlı kimselerle arkadaşlık yap. İdarecilere lâkaytlık gösterme. Kimseyi hakir görme. Mürüvvette kusur etme, sırrını kimseye açma. Denemedikçe kimsenin dostluğuna güvenme. Alçak ve hasis kimselerle dost olma. Hoşa gitmeyen bir şeye alışma. Sefihlerle düşüp kalkma. Hoş geçin. Sabırlı ve mütehammil ol. Güzel ahlâklı, geniş yürekli, derya gönüllü ol. Kalbin gibi elbisen de temiz olsun ve bir de yeni olsun. Binek atın iyi olsun. Güzel kokular kullan.
Yemek yedirmekte çok cömert ol, herkesi doyur. Bil ki eli sıkı ve cimri kimse aslâ başa geçip efendi olamaz. Seni ziyaret edenleri de, etmeyenleri de sen ziyaret et. Sana ister iyilik yapsınlar ister kötülük, sen herkese, dâimâ iyilik yap. Her vakit iyilikte bulun. Affet, bazı şeylere göz yum. Sana eziyet veren şeyi terk et, hakkı yerine getirmeye çalış.
Bilmiş ol ki, insanlarla iyi geçinmezsen onlar sana düşman kesilirler, velev ki anan-baban bile olsa senden hoşlanmazlar. Akrabandan olmayan bir cemaatle iyi geçinirsen sana ana-baba olurlar. Hoş geçinmek gereken yerde müdârât (idare edici muamele) yapmayan akıllı sayılmaz.
İnsanlara, onların yapmaya alışık olmadıkları bir şeyi teklif etme. Onların beğendikleri şeyi sen de beğen. Onlara dâimâ iyi niyet göster. Doğrulukla ol. Kibri bir yana bırak. Sana gadretseler de sen gadretme. Sana hıyânet etseler de sen emâneti yerine getir. Vefâdan ayrılma. Takvâya sarıl.”
Şu da talebesi İmam Yûsuf’a tavsiyeleridir:
“Her hâlde Allah’tan kork, kötülüklerden korun. Emanetlere riâyet et. Küçük-büyük, zengin-fakir herkese iyilik ve nasihatte bulun. Hiç kimseyi küçük görme. Vakarlı ol ve herkese değer ver. Ziyaretine gelenleri iyi karşıla. Meselelerine cevap ver. Eğer o, meselenin ehli ise ilim ile meşgul olur, değilse sana muhabbet ve sevgi besler.
Hoca ve üstatlarına hürmet et, onlara dil uzatma. İnsanlardan dâimâ çekin. Allah için gizli hâlinde ne isen, açık durumda da öyle ol. Çok gülme. Zîra çok gülmek kalbini öldürür. Vakarlı bir şekilde yürü. Acele acele ve salına salına yürüme, işlerinde aceleci olma. Konuşurken yüksek konuşma, bağırıp çağırma. Dâimâ kendin için sükûn ve sükûtu tercih et.
Nefsini her zaman murakabe edip gözet ve kontrol et. Ölümü hatırından çıkarma. Hocaların ve kendisinden ilim aldığın zâtlar için Allah’tan af ve mağfiret dile. Kur’ân-ı Kerîm okumaya devam et. Kabirleri, büyük zâtları ve mübârek yerleri çokça ziyaret et.
Hayvânî zevklerine ve nefsinin arzularına düşkün kimselerle düşüp kalkma. Yalnız dine dâvet yolunda böyleleriyle birlikte bulunmakta bir mahzur yoktur. Oyun ve eğlence yerleri ile sövülüp sayılan yerlere gitme. Ezan okununca câmiye gitmeye hazırlan.
Seninle bir hususta istişare etmek, danışmak isteyen kimseyi dinle. Seni Allâh’a yaklaştıracağını bildiğin şeyleri ona söyle. Bu tavsiyemi de kabul eyle. Çünkü bundan dünya ve âhirette istifâde edeceksin.
Cimrilikten sakın, zîra herkes cimrilere buğz eder. Onları sevmez. Aç gözlülük ve yalancılıktan sakın. Güzel huylu ol. İnsanları incitmekten kaçın. Her zaman her yerde temiz elbise giy. Dünyaya rağbeti ve hırsını azaltarak nefsini temizle. Dünya sevgisini içinden at. Kalbin temiz olsun. Yolda giderken sağa sola bakma. Dâimâ önüne bakarak yürü. Münâzara âdâbını bilmeyen ve iddialarını delilleriyle ispat edemeyen kimselerle söze girişmekten kaçın.
Mevki ve makam peşinde koşan, halk arasındaki meselelere dalan ve bu suretle kendilerine şöhret ve menfaat sağlamak isteyenlerin sözlerine ve aralarına karışma. Çünkü onlar bu hususta seni haklı bilseler de, sözlerine önem vermezler. Şarlatanlıkları ile seni susturmak ve utandırmak isterler. Bir cemaat içinde bulunduğun zaman seni saygı ile öne geçirmedikçe kendiliğinden ileri safa geçme. Aynı şekilde muamele görmeden de mihraba geçip imam olma.
Zâlim sultan ve âmirlerin yanında bulunma. Belki onlar yanında, doğru ve helâl olmayan bir iş yaparlar da onları men edemezsin. Senin sustuğunu gören insanlar onların söz ve hareketlerinden o işin hak ve doğru olduğunu sanırlar.
İlim meclislerinde hiddet ve şiddet göstermekten sakın. Beni de hayırlı duâdan unutma. Bu nasihatimi kabul et. Onu ancak sana, senin ve bütün Müslümanların iyiliği için yapıyorum.”
Kaynak: Mehmet Lütfi Arslan, Marifet Meclisleri, Erkam Yayınları