İmam Şabi (ra.) kimdir?
Hadis âlimi, tâbiî; İmam Şa‘bî (ra.) kimdir?
İmam Şa‘bî (ra.) tâbiîn neslindendir.
İMAM ŞABİ (RA.) KİMDİR?
İmam Şa‘bî (ra.), 19 (640) yılında Kûfe’de dünyaya geldi. Babasının adı Abdullah, dedesinin adı Şerâhîl olarak da kaydedilmiştir. Soyu Yemen’de yaşayan Himyerî hânedanından Benî Şa‘bân b. Amr’a dayanmaktadır. Annesinin, Hz. Ömer devrinde Irak’ta Müslümanlarla Sâsânîler arasında cereyan eden Celûlâ Savaşı’nda alınan esirlerden olduğu belirtilmektedir.
Kendi ifadesine göre İmam Şa‘bî (ra.) 500 sahâbîyi görüp tanıdı (Buhârî, I, 254). Tâbiîn neslinin ünlü fakihlerinden olan İbrâhim en-Nehaî ile birlikte Abdullah b. Mes‘ûd’un (ra.) önde gelen talebesi oldu. Sa‘d b. Ebû Vakkās, Saîd b. Zeyd, Ebû Mûsâ el-Eş‘arî, Adî b. Hâtim, Üsâme b. Zeyd, Ebû Mes‘ûd el-Bedrî, Ebû Hüreyre, bir yıl süreyle talebelik yaptığı Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Abbas, Mugīre b. Şu‘be, Cerîr b. Abdullah, İmrân b. Husayn, Nu‘mân b. Beşîr, Berâ b. Âzib, Câbir b. Abdullah, Abdullah b. Ebû Evfâ, Enes b. Mâlik, Hz. Âişe, Meymûne, Ümmü Seleme, Avf b. Mâlik, Âsım b. Adî, Abdullah b. Ca‘fer b. Ebû Tâlib ve Abdullah b. Utbe (ra.) gibi yetmişten fazla sahâbîden hadis öğrendi. Resûl-i Ekrem’in (sav.) elçisi Amr b. Ümeyye’den (ra.) siyer rivayet etti. Şa‘bî (ra.)’nin kırk sekiz sahâbîden rivayette bulunduğunu söyleyenler de vardır. Bazı kaynaklarda Şa‘bî (ra.)’nin Hz. Ali’yi (ra.) görmekle beraber ondan hadis rivayet etmediği kaydedilmekteyse de hocaları arasında Hz. Ali’nin (ra.) de olduğu anlaşılmaktadır (İbn Hacer, V, 65).
İmam Şa‘bî (ra.) önde gelen tâbiîlerden Alkame b. Kays, Esved b. Yezîd, Abdurrahman b. Ebû Leylâ, Kādî Şüreyh, Abîde es-Selmânî, Mesrûk b. Ecda‘, İkrime el-Berberî, Ebû Abdurrahman es-Sülemî, Kûfe Kadısı Ebû Bürde el-Eş‘arî, Kāsım b. Muhammed b. Ebû Bekir’den hadis rivayet etti. Hz. Ali’nin talebesi olan Hâris el-A‘ver’den hesap ilmini öğrendi.
İmam Şa‘bî (ra.), Kûfe valilerinin kâtipliğini yaptı. Haccâc, Irak valisi olunca İmam Şa‘bî (ra.)’yi tanıdı; onun hadis ilmi yanında kıraat ve ferâiz ilimlerini de çok iyi bildiğini, Arap diline vâkıf olduğunu, şiir, hesap ve megāzîde benzeri bulunmadığını görüp ilmine hayran kaldı; onu Kûfe’deki Şa‘bîler’in ve bütün Hemdanlılar’ın sorumlusu (arîf) olarak tayin etti. Daha sonra İmam Şa‘bî’yi (ra.) Emevî Halifesi Abdülmelik b. Mervân’ın çocuklarını eğitmekle görevlendirdi. Halife, Şa‘bî (ra.)’nin üstün temsil kabiliyetini farkedip kendisini Bizans’a ve Mısır’a elçi olarak gönderdi. Daha sonra Şa‘bî (ra.), Halife Ömer b. Abdülazîz’in arzusu üzerine bir yıl Kûfe kadılığı yaptı.
İmam Şa‘bî (ra.) 104’te (722) Kûfe’de vefat etti.
İmam Şa‘bî (ra.), devrinin önde gelen hadis âlimi ve münekkitlerindendi. İbn Sîrîn’in belirttiğine göre Kûfe’de birçok sahâbî henüz hayattayken Şa‘bî (ra.)’nin geniş bir ilim halkası vardı.
İmam Şa‘bî (ra.) geniş hadis ve fıkıh bilgisi yanında megāzî, şiir, tarih ve eyyâmü’l-Arap’ta da önde gelen râvilerden biriydi.
Sünnete göre yaşamaya gayret eden İmam Şa‘bî (ra.) müttaki bir âlimdi. Geniş ilmine ve devrinin en fakihi diye bilinmesine rağmen (Zehebî, Aʿlâmü’n-nübelâʾ, IV, 299) fetva vermekten çekinir, kendisine sorulan sorulara çoğu zaman, “Bilmiyorum” diye cevap verir, bilinmeyen bir konu hakkında, “Allah bilir” demenin en güzel ilim olduğunu söylerdi. Sorulan meseleleri âyet, hadis ve sahâbe kavline göre cevaplar, meseleleri kıyas yaparak çözmeyi doğru bulmaz, bu hususta yapılan tekliflere kızardı. Nitekim âyet ve hadislerden kaynak bulamadığı bir meselede kendisinden re’yi ile cevap vermesi istenince şiddetli tepki gösterdiği kaydedilmektedir (İbn Sa‘d, VI, 250). Meseleleri kıyasla çözmenin helâli haram, haramı helâl kılmaya yol açacağından endişe ederdi. Basralı hadis âlimi Abdullah b. Avn’in, arkadaşlarıyla müzakere ettikleri konularda rivayetin bulunmadığını sandıkları durumlarda hocası Şa‘bî (ra.)’nin kendilerine mutlaka bir hadis okuduğunu söylemesi onun re’y ve kıyasa neden itibar etmediğini ortaya koymaktadır. Bununla birlikte Şa‘bî (ra.) nas bulamadığı zaman re’y ile fetva veren tâbiîn âlimleri arasında zikredilmiştir (İbn Abdülber, II, 859). Öte yandan Şa‘bî (ra.) fakih olmadığını, sadece öğrendiği hadisleri rivayet ettiğini söyler, “Fakih bildiğiyle amel eden kişidir” derdi.
İmam Şa‘bî (ra.)’ye bazı eserler nisbet edilmiş, yaşadığı dönemde hesabı en iyi onun bildiği, el-Ferâʾiż ve’l-cirâḥât adlı bir kitap yazdığı söylenmiştir. Onun el-Meġāzî, el-Kifâye fi’l-ʿibâde ve’ṭ-ṭâʿa, Kitâbü’ş-Şûrâ ve maḳtelü ʿOs̱mân adlı eserleri kaleme aldığı, İslâm fetihlerine dair bir kitabı Horasan’da Kuteybe b. Müslim’in yanında bulunduğu sırada ezberinden yazdırdığı kaydedilmiştir (Sezgin, I/2, s. 68-69).
Kaynak: DİA’dan derlenmiştir.
YORUMLAR