İmamda Aranan Özellikler
İmamda aranan özellikler nelerdir? İmamda aranan nitelikler ve namazda imama uymanın şartları...
İmam, cemaate namaz kıldıran kişi demektir. Bir kimsenin cemaate namaz kıldırabilmesi için kendisinde yedi şartın bulunması lazımdır.
İMAMDA ARANAN NİTELİKLER
Bunlar:
- Müslüman olmak.
- Ergenlik çağına gelmiş olmak.
Ergenlik çağına gelmemiş bir çocuğun peşinde namaz kılmak caiz değildir.
- Akıllı olmak.
Aklı başında olmayan kişinin namazı sahih olmadığı için böyle bir kimsenin imamlık yapması da caiz değildir. Deli ve sarhoş gibi.
- Erkek olmak.
Erkeklerin kadına uyarak namaz kılmaları sahih değildir. Yani kadın, erkeklere imamlık yapamaz. Kadınların kendi aralarında cemaatle namaz kılmaları da mekruhtur. Şayet cemaat hâlinde kılacak olurlarsa imamlık yapan kadın önde değil, aralarında durur.
- Namaz sahih olacak kadar Kur’an ezberlemiş olmak.
- Kendisinde bir özür olmamak.
Özürlü olan kişinin zarurete binaen kendi namazı sahihtir, başkasına imam olamaz. Ancak kendisi gibi aynı özrü taşıyana namaz kıldırabilir. Peltek olan kimse, peltek olmayana imamlık yapamaz.
- Namazın şartlarından birinin ortadan kalkmaması.
Mesela, necasetten temizlik namazın şartlarındandır. Üzerinde namaza engel olacak miktarda pislik olup da onu temizleyecek bir şey bulamayan kimse, temiz olan bir kişiye imam olamaz.
Bir yerde görevli imam bulunmadığı takdirde toplanan cemaate, içlerinden biri imamlık yapar. Böyle bir durumda imamlık yapabilecek veya imamlık yapmak isteyen kişiler birden çok olursa, imam olacak kimsede saydığımız şartlardan başka birtakım nitelikler de aranır.
Namaza ait hükümleri en iyi bilen imam olmaya daha layıktır. Bunda eşitlik olursa Kur’an okumayı daha iyi bilen, bunda da eşitlik olursa haramlardan ve şüpheli şeylerden daha çok sakınan, aynı seviyede kimselerin bulunması hâlinde sırasıyla, daha yaşlı, ahlakı daha iyi, yüzü daha güzel, daha şerefli bir soya sahip, sesi daha güzel ve üstü başı daha temiz olan tercih edilir. Bunların hepsinde eşitlik olursa aralarında kur’a çekilir.
Bir yerde görevli imam bulunursa namazı o kıldırır. Arkasındaki cemaatte kendisinden daha bilgili ve güzel Kur’an okuyan olsa bile namaz kıldırmak görevli imamın hakkıdır. Ancak imam isterse cemaatten ehil birisini namaz kıldırmak üzere öne geçirebilir.
Cahil ve fasıkın imamlık yapması mekruhtur. Kör olan bir kimsenin imam olması mekruh değildir. Fakat gören kimse bulunduğu takdirde görmeyenin kıldırması tenzihen mekruh olur. Babası belli olmayan gayri meşru çocuğun da (böyleleri genellikle eğitimsiz olacakları için) imamlık yapması mekruhtur. Ancak bilgili ve takva sahibi ise mekruh değildir.
İmamda bulunan bir kötülükten dolayı onu cemaat istemezse imamın o cemaate namaz kıldırması mekruhtur. Eğer kendisinde bir kötülük bulunmaz veya kendinden daha layık birisi yoksa imamlık yapması mekruh olmaz.
İmamın, cemaati bıktıracak şekilde namazı uzatması mekruhtur. Çünkü bu, cemaatin dağılmasına sebep olur. Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor:
“Kim insanlara imamlık yaparsa hafif kıldırsın. Çünkü içlerinde zayıf olanı var, hasta olanı ve yaşlısı var. Kim kendi kendine kılarsa istediği kadar uzatsın.” (Buhârî, “Ezân”, 21, Müslim, “Salât”, 37.)
NAMAZDA İMAMA UYMANIN ŞARTLARI
Namazda imama uymanın sahih olması için birtakım şartlar vardır. Bunlar:
- Namaza başlarken hem namaza, hem de imama uymaya niyet etmek.
İmamın, kendisine uyan kadınların namazlarının sahih olabilmesi için imam olduğuna niyet etmesi gerekir.
- İmamın cemaatin ilerisinde bulunması.
Yani imamın ökçesi kendisine uyan kişinin ökçesinden ileride olması. (Maliki mezhebine göre, imamın önünde bulunanların namazı sahihtir. Ancak bir zorunluluk olmadan cemaatin imamın önüne geçmesi mekruhtur.)
Bu, imama uyanın bir kişi olması hâlindedir. İmama uyanlar birden fazla ise imamın arkasında dururlar.
- İmam, kıldığı namazın durumu itibariyle cemaatten aşağı olmamak.
İmamın nafile, cemaatin farz kılması hâlinde, farz kılan cemaat, nafile kılan imama uyamaz.
- İmamın kıldığı farz, cemaatin kıldığı farzdan başka olmamak.
Mesela, biri öğlenin, diğeri ikindinin farzını veya biri bu günün öğlesini, diğeri başka bir günün öğlesini kılsa farz olarak sahih olmaz.
- İmam ile ona uyan cemaat arasında kayık geçebilecek büyüklükte bir nehir ve araba geçecek genişlikte yol olmamak.
Burada namaza engel olan, iki saf sığacak kadar bir açıklık bulunmasıdır. Eğer yol saflarla dolup, arada araba geçecek yol kalmamış ise namaz caizdir. Cami içinde birkaç saf açıklık olsa bile imama uyarak namaz kılınabilir. Caminin çevresi de cami hükmündedir.
- İmam ile cemaat arasının kadın safı ile ayrılmaması.
- Cemaatin, imamın namazdaki hareketlerini anlamasına engel olacak, arada yüksek bir duvar bulunmaması.
İmamın sesini işiterek veya kendisini görerek namazdaki hareketlerini anlarsa, imama uymak sahih olur. İmamı görmeyen ve sesini de duymayan kimse cemaatten bazılarını görür veya cemaatten tekbir getiren kişinin tekbirini duyarsa yine imama uyması caizdir.
Şöyle ki: Bir kimse namazdaki intikal tekbirlerini ya imamdan veya tekbirleri uzakta olanlara duyuran bir muktediden işitirse, camiye bitişik olan evinin damında veya camiye bitişik olup arada duvar bulunan evinin içinde camideki imama uyabilir. Kendisi evin damında, imam evin içinde olduğu takdirde veya evi camiye bitişik olmadığı hâlde cami ile evin arasında imama uymaya mani bir araba yolu olmadığı takdirde tekbirleri duyup imamın namazdaki hareketlerini bilirse yine imama uyması caizdir.
- Başka mezhebe mensup bir imamdan kan akmak veya ağız dolusu kusmuk gibi kendi mezhebine göre abdesti bozan bir şey meydana geldiğini gördüğü hâlde, imamın yeniden abdest aldığını bilmemek.
Bir kimse, başka mezhepten olan imamın arkasında namaz kılabilir. Ancak kendi mezhebine göre namazı bozan bir şeyin imamda bulunmaması gerekir. Eğer kendi mezhebine göre namazı bozacak bir şeyi imamda görürse ona uyup namaz kılması sahih olmaz.
Sabah namazında, Şafii mezhebinden olan imama uyan Hanefi mezhebine mensup bir kimse, —Şafiiler sabah namazının ikinci rekâtının rükûundan sonra Kunut duası okurken— susar ve ellerini yanlarına salıverir ve bekler.
Abdestlinin teyemmüm edene, abdestte ayaklarını yıkayanın ayaklarındaki mestler üzerine mesh edene, ayakta kılanın namazını oturarak kılana, boyu doğru olanın rükû derecesinde kambur olana uyması sahihtir.
Rükû ve secdeleri yaparak kılan kimse ima ile kılana uyamaz. Özürsüz olanın özürlüye uyması caiz olmaz. Erkeklerin kadına veya çocuğa uymaları caiz değildir. Okuyuşu iyi olan kimse, ümmi olana (yani namaz sahih olacak kadar Kur’an okuyamayan) uyamaz. Ümmi olan, ümmi olanlara namaz kıldırabilir. Ümmi olan dilsiz olan kişiye uyamaz.
Farz kılan kimse nafile kılana, bir farz namazı kılan başka farzı kılana uyamaz. Ancak nafile kılan farz kılana uyabilir. Bir imama uyup namaz kılan kimse, sonradan imamın abdestsiz olduğunu öğrenirse namazı yeniden kılar.
Kaynak: İslam İlmihali, Diyanet