İman ile İlgili Vesveseler
İman ile ilgili vesveseler nelerdir? Her türlü kötülük ve çirkinliğin kaynağı olan şeytandan korunmak için nelere dikkat etmeliyiz?
Şeytanın başta iman esasları olmak üzere temizlik, ibadet, helâl şeylerden kaçınılması, haramların işlenmesi gibi konularda birçok telkini vardır. Bütün gayreti, inanan kimseleri günaha düşürmek ve neticede imandan çıkartmaktır. Şeytanın tüm tuzaklarının asıl gayesi ve hedefi, bütün gayretinin odaklandığı nokta, insana Allah"ı inkâr ettirmek ve onun Allah"a ve Resûlü"ne isyan etmesini sağlamaktır. Bu bakımdan şeytanın müminlere en çok vesvese verdiği nokta da yine iman ile ilgili hususlardaki telkinleridir. Nitekim şeytanın insana telkin ettiği vesveselerden bazıları, Allah"ın zâtı ve sıfatları hakkında düşünülmesi ve söylenilmesi iyi olmayan hatta insanı şirke götürebilecek düşüncelerdir. Mücerret hakikatleri ve metafizik gerçekleri tam mânâsıyla kavrayamayan ve idrak edemeyen birçok insan, çoğu zaman şeytanın bu tür vesveselerine maruz kalmaktadır. Meselâ, şeytan, “Allah"ı kim yarattı?” sorusunu insanın zihnine telkin ederek insanları Allah"ın varlığı konusunda birtakım tereddütlere sevk etmektedir.1 Bu bağlamda Peygamber Efendimiz, “Sizden herhangi birinize şeytan gelir ve "Şunu böyle kim yarattı? (Şunu) böyle kim yarattı?" en sonunda, "Rabbini kim yarattı?" diye sorar(ak sürekli vesvese verir). İşbu raddeye gelince o kişi derhâl (şeytandan) Allah"a sığınsın ve (vesvesesine) hemen son versin!” buyurmuştur.2
Vesveseden Nasıl Korunuruz?
Her türlü kötülük ve çirkinliğin kaynağı olan şeytandan korunmak, ancak Allah"a sığınmakla, O"nun koruması ve gözetimi altına girmekle mümkün olabilir. Yüce Rabbimiz, “Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni ayartmaya çalışırsa hemen Allah"a sığın. Çünkü O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.” 3 buyurarak şeytanın çeşitli vesveselerine karşı kendisine sığınılmasını tavsiye etmekte ve bunun vesveseyi gidereceğini ifade etmektedir: “Eğer şeytandan bir kışkırtma seni dürterse hemen Allah"a sığın. Şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. Şüphe yok ki Allah"a karşı gelmekten sakınanlar, kendilerine şeytandan bir vesvese dokunduğu zaman iyice düşünürler (derhâl Allah"ı hatırlarlar da) sonra hemen gözlerini açarlar.” 4
Yüce Rabbimiz kullarına şeytana karşı kendisine nasıl sığınmaları gerektiğini de öğretmektedir: “De ki: Rabbim! Şeytanların vesveselerinden sana sığınırım. Rabbim! Onların benim yanımda bulunmalarından da sana sığınırım.” 5 Hatta bu konuda “Muavvizeteyn” olarak bilinen Felâk ve Nâs sûrelerini de göndermiştir:
“De ki: Yarattığı şeylerin kötülüğünden, karanlığı çöktüğü zaman gecenin kötülüğünden, düğümlere üfleyenlerin kötülüğünden, haset ettiği zaman hasetçinin kötülüğünden, sabah aydınlığının Rabbine sığınırım.”6
“De ki: Cinlerden ve insanlardan, insanların kalplerine vesvese veren sinsi vesvesecinin kötülüğünden, insanların Rabbine, insanların melikine, insanların ilâhına sığınırım.”7
Peygamber Efendimiz bu iki sûreyi her gün düzenli olarak yatmadan önce okuyarak Allah"a sığınmayı prensip edinmişti.8 Ayrıca bu iki sûre hakkında, “İnsanlar bu iki duadan daha faziletli başka bir dua ile Allah"a sığınmış olmazlar.” 9 buyurmuş ve her namazdan sonra okunmasını tavsiye etmişti.10
Şeytanın vesveselerine karşı Rabbine sığınan kişi, “Ben Allah"a ve O"nun peygamberlerine iman ettim.” diyerek şeytanın oyunlarına karşı kendini savunmalıdır.11 Nitekim Peygamberimiz (sav) vesveselere karşı, “De ki: O, Allah birdir. Allah Samed"dir. O, doğurmamış ve doğmamıştır. Hiçbir şey O"na denk ve benzer değildir.” mealindeki İhlâs sûresinin okunmasını tavsiye etmiştir.12 İhlâs sûresi, şeytanın insanın zihnini bulandıracak yanlış tanrı tasavvurlarına karşı Allah"ın zâtı ve sıfatları ile ilgili doğru bilgiye sahip olmak açısından önemlidir.
Şeytanın vesveseleri tâbiînden Kûfeli Hanefî Ebû Zümeyl"in de zihnini meşgul etmiş, vesveseye maruz kaldığı bir zamanda Abdullah b. Abbâs"a gidip zihnini kurcalayan düşünceleri sormuştu. Abdullah b. Abbâs, “Ne hissediyorsun?” dediğinde Ebû Zümeyl, “Vallahi onları (çok kötü düşünceler olmasından dolayı) söyleyemem.” diye cevap vermişti. Bunun üzerine Abdullah b. Abbâs (ra), “Şüphe nevinden bir şey mi?” demiş, gülümsemiş ve ardından, “Bu vesveselerden kimse kurtulamaz.” diyerek şu âyeti okumuştu: “Eğer sana indirdiğimiz hakkında bir şüphen varsa, senden evvel kitabı okuyanlara sor. Andolsun ki sana Rabbinden hak gelmiştir, sakın şüphe edenlerden olma.” 13 Sonra da, “Eğer içine bu konularda bir şüphe gelirse, "Allah hem Evvel"dir, hem Âhir"dir. Hem Zâhir"dir, hem Bâtın"dır. O her şeyi bilendir, de.” diye eklemişti.14 Dolayısıyla her ne şekilde olursa olsun şeytanın vesvesesine maruz kalan kimse hemen Allah"ı anmalıdır. Çünkü Allah"ın anıldığı yerde şeytan barınamayacaktır.15
Rabbine sığınıp onun sıfatlarını hatırladıktan sonra kişinin yapacağı son iş ise bu vesvesenin şeytanın bir oyunu olduğunu bilip onunla meşgul olmayı bırakması, bu düşüncelere bir son vermesidir.16
Dipnotlar:
1 İbn Hanbel, II, 331.
2 Buhârî, Bed’ü’l-halk, 11.
3 Fussilet, 41/36.
4 A’râf, 7/200-201.
5 Mü’minûn, 23/97-98.
6 Felâk, 113/1-5.
7 Nâs, 114/1-6.
8 Tirmizî, Deavât, 21.
9 Nesâî, İstiâze, 1.
10 Tirmizî, Fedâilü’l-Kur’ân, 12.
11 İbn Hanbel, II, 331.
12 Ebû Dâvûd, Sünnet, 18.
13 Yûnus, 10/94.
14 Ebû Dâvûd, Edeb, 109.
15 Ebû Ya’lâ, Müsned, 7/ 278
16 Müslim, Îmân, 213, 214.