İmanımızı Nasıl Güçlendirebiliriz?
İmanımızı nasıl güçlendirebiliriz? Îmânı kuvvetlendirmenin yolu nedir? Osman Nuri Topbaş Hocaefendi cevaplıyor.
Îmânı kuvvetlendirmenin, dînimizi aşk ile, şevk ile yaşamanın yollarına gelince:
Nefse ne kadar ağır gelirse gelsin, sabırla ve samimiyetle devam edilen ibadetler ve sâlih ameller, Allâhʼın rızâ ve sevgisini celbeder. Cenâb-ı Hak bir kulunu sevdiği zaman da, onun sadrına inşirah, gönlüne kulluk iştiyâkı, ibadetlerine huşû, sâlih amellerine bereket ihsân eder.
Bir hadîs-i kudsîde buyrulduğu üzere Cenâb-ı Hak:
“…Kulum kendisine farz kıldığım amellerden daha sevimli herhangi bir şeyle Bana yakınlık kazanamaz. Kulum Bana, (farzlara ilâveten işlediği) nâfile ibadetlerle devamlı yaklaşır, nihâyet Ben onu severim…” buyurmaktadır. (Buhârî, Rikāk, 38)
Demek ki sâlih ameller, ilâhî rahmet ve muhabbetin en büyük vesîleleri mevkiindedir.
Şunu da unutmayalım ki “şeytan taşlamak” sadece hac ibadetine mahsus değildir. Hayatımızın her safhasında şeytanı taşlamamız îcâb eder. Hayatımızı ibadet ve sâlih amellerle tezyîn etmek de, bizi onlardan alıkoymak isteyen şeytanı taşlamak demektir.
Bu hususta ihmâl ve gaflet gösterirsek -Allah korusun- şeytan bizi taşlamaya başlar.
Yine îmânı kuvvetlendirmenin, ibadetlerimizi huşû ile edâ edip dînimizi aşk ile yaşamanın yollarından bir diğeri de:
Kazancımızın ve gıdâmızın helâlden olmasına son derece dikkat etmektir.
‒Hak dostlarından Süfyân-ı Sevrî Hazretleri;
“Kişinin dindarlığı, ekmeğinin helâlliği nisbetindedir.” buyurmuştur.
‒Yine bu hakîkati te’yid sadedinde Ali Râmitenî Hazretleri de şöyle demiştir:
“«İbadetler on cüz olup, dokuzu helâli taleb etmektir. Geri kalan bütün ibadetler, bir cüzdür.» buyrulmuştur.[1] Helâl yemeyen kişi, kendinde Allâh’a itaat etme gücü bulamaz, hep isyâna meyleder. Helâl yiyen kişi de Allâh’a isyankâr olamaz…”[2]
‒Gönüllerdeki feyz ve rûhâniyetin helâl lokmaya bağlı olduğuna işâreten, Mevlânâ Hazretleri de şöyle buyurmuştur:
“Bu seher benden ilham kesildi. Anladım ki vücuduma şüpheli birkaç lokma girdi!
Bilgi de hikmet de helâl lokmadan doğar. Aşk da merhamet de helâl lokmadan doğar.
Eğer bir lokmadan gaflet meydana gelirse, bil ki o lokma, şüpheli veya haramdır.
Nur ve kemâli artıran lokma, helâl kazançtan elde edilen lokmadır.”
Yine îmânı kuvvetlendirmenin, dînimizi aşk, vecd ve şevk ile yaşamanın yollarından bir diğeri de:
‒Cenâb-ı Hakk’ı, Rasûlullah Efendimiz’i, sahâbe-i kirâmı, evliyâullâh’ı yakından tanımak,
‒Hak âşıklarının gönül dokusundan hisseler almaya çalışmak,
‒Sâlih ve sâdık mü’minlerle hemhâl olmaya çalışmak,
‒Sâlihlerin sohbetinde bulunmaya gayret göstermektir…
[1] Deylemî, Müsnedü’l-Firdevs, III, 107/4062.
[2] Resâil-i Sitte-i Zarûriyye, Delhi 1308, s. 14.
YORUMLAR