İmanın Sahih ve Makbul Olmasının Şartları Nelerdir?
İmanın sahih ve makbul olmasının şartları nelerdir? İmanın geçerli olması için gerekli şartlar...
İmanın, geçerli olabilmesi ve sahibini ahirette ebedi kurtuluşa erdirebilmesi için şu şartları taşıması gerekir:
İMANIN SAHİH VE MAKBUL OLMASININ ŞARTLARI
- Kişi, ümitsizlik (ye’s) halinde iman etmiş olmamalıdır. Mesela Müslüman olmayan bir adam son nefesinde, ilahi azabı bildiren bir takım işaretler alırsa bundan sonraki imanı geçerli değildir. Nitekim din, gayba imanı emreder. Ayette şöyle buyrulur:
“Azabımızı gördükleri zaman, ‘Yalnız Allah’a inandık; O’na ortak koşmakta olduğumuz şeyleri inkâr ettik’ dediler. Fakat azâbımızı gördükleri zaman inanmaları, kendilerine fayda vermedi. Bu, Allah’ın kulları hakkında eskiden beri yürürlükte olan kanunudur. İşte orada inkârcılar hüsrana uğradılar.”(Mü’min Suresi, 84 ve 85)
- Mümin kişi inkara ve dini yalanlamaya alamet sayılan bir davranış içinde olmamalıdır. Mesela Yüce Allah’ı ve bütün Peygamberleri tasdik edip, Hz.Muhammed’in (s.a.v.), Peygamberliğine inanmayan yahut farz veya haram olduğu kesin olarak bilinen bir hükmü (namazın farz, şarabın haram oluşu gibi) kendi hür iradesiyle inkar eden, puta, haça vb. şeylere tapan bir kimseye mü’min denilemez.
- İslami hükümlerin hepsi bir bütün kabul edilip hiçbirinin yerine getirilmesinden çekinmemelidir. Mesela bir kişi Allah’ın diğer buyruklarını kabul edip de, namaz ve oruç gibi ibadetlerden birini güzel görmez ve bu ibadetlerle alay ederse imanını yitirir. Yine bir kimse sırf Allah buyruğu olduğu için ibadetleri terkeder veya haramları işlerse iman dairesinin dışına çıkar.
- Mü’min, ne Allah’ın rahmetinden ümitsiz, ne de gazabından emin olmalıdır. Korku ile ümit arasında bulunmalıdır. Mü’minin “Nasıl olsa imanım var, bu sebeple muhakkak cennete girerim.” düşüncesiyle Allah’ın azabından güven duygusu içinde bulunması veya “Çok günah işledim, ben muhakkak cehennemliğim” diye Allah’ın rahmetinden ümit kesmesi imanını kaybetmesine sebep olabilir. Yüce Allah ayeti kerimelerde şöyle buyuruyor:
“Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü kâfirler topluluğundan başkası Allah’ın rahmetinden ümit kesmez.”(Yusuf Sûresi, 87)
“Allah’ın mekrinden (onlara mühlet verip de sonra ansızın yakalamasından) emin mi oldular? Fakat ziyana uğrayan topluluktan başkası, Allah’ın (böyle) mühlet vermesinden emin olmaz.”(Araf Suresi, 99)
Kaynak: İslam Akaidi, Erkam Yayınları