İmtihan Zamanında Yapılması Gerekenler

HAYATIMIZ

Toplu olarak veya şahi bir imtihan yaşadığında Müslümanın yapması gereken şey nedir? Peygamber Efendimiz (s.a.v) depremden sonra sahabesine neyi tavsiye etti?

Enes bin Mâlik -radıyallâhu anh-, Hazret-i Âişe’ye dedi ki:

–Ey mü’minlerin annesi! Bize zelzeleden bahset!

Hazret-i Âişe şöyle dedi:

“–(İnsanlar) zinâyı helâl bilip, içkileri içer, çalgı âletlerine vuracak olurlarsa semâsında Allah gayrete gelir ve arza;

«–Sen onları sars!» buyurur.

Eğer tövbe edip vazgeçerlerse (mesele yok), aksi takdirde onu üzerlerine yıkar.”

Enes -radıyallâhu anh- sordu:

“–Bu onlara ceza olsun diye midir?”

Âişe -radıyallâhu anhâ- şöyle cevap verdi:

“–Müminler için bir rahmet, bereket ve öğüt olsun; kâfirler için de ibretli bir ceza, gazap ve azap olsun diyedir.” (Hâkim, Müstedrek, 4/561)

Hazret-i Âişe Vâlidemiz bu anlayışı elbette Rasûlullah Efendimiz’den öğrenmiştir.

Peygamberimizin İmtihan Zamanında Verdiği Tavsiye

Hicretin 5. yılında Medine’de bir deprem olmuştu. Bu hâdise üzerine Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz ashâbına, takvâya yönelmek sûretiyle Cenâb-ı Hakk’ı râzı etmeleri gerektiğini söylemiştir. (Bkz. İbn-i Ebî Şeybe, Musannef, II, 221; İbn-i Ebi’d-Dünyâ, el-Ukûbât, 29, no: 18)

HAZRET-İ MUSA ZAMANINDA MEYDANA GELEN DEPREM

Kur’ân-ı Kerim’de Hazret-i Musa zamanında meydana gelen bir deprem anlatılır. Musa -aleyhisselâm-’ın kavminden birtakım bedbahtların; «Allâh’ı açıkça görmedikçe inanmayız!» demeleri üzerine bir zelzele meydana gelmiş ve Hazret-i Musa dergâh-ı ilâhîye şöyle niyazda bulunmuştur:

“–Rabbim!

…İçimizden birtakım beyinsizlerin işlediği (günah) yüzünden hepimizi helâk edecek misin?

…Sen bizim sahibimizsin, bizi bağışla ve bize merhamet edip acı! Sen bağışlayanların en hayırlısısın!” (el-A‘râf, 155)

İNKÂRLARI VE İŞLEDİKLERİ GÜNAHLAR YÜZÜNDEN HELÂK OLDULAR

Âd ve Medyen kavimleri de inkârları ve işledikleri günahlar yüzünden zelzeleyle helâk edilmişlerdir.

Geçmiş kavimlerin toptan helâkine sebep olan bütün günahlar, maalesef dünyada da toplumumuzda da işlenmektedir. İnsanlığın bugün topluca helâk olmaması, Rasûlullah Efendimiz’in duâsı ve şu âyetteki sır sebebiyledir:

“Eğer Allah, yaptıkları yüzünden insanları (hemen) cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı yaratık bırakmazdı. Fakat Allah, onları belirtilmiş bir süreye kadar erteliyor. Vakitleri gelince (gerekeni yapar). Şüphesiz Allah, kullarını görmektedir.” (Fâtır, 45)