İmtihanın Hikmeti
Dünya’daki imtihanın hikmeti nedir? İnsan başa gelen hadiselerin hikmetini neden anlayamaz?
Güzel ve çirkinin yaratıcısı olan ve her şeyi en iyi bilen Cenâb-ı Hak, kullarının seviye kazanıp cennete ve Cemâlullâh’a nâil olabilmesi için emirler verir, kötülükten korunmalarını sağlayacak yasaklar koyar ve aynı zamanda onları farklı şekillerde imtihan eder.
İMTİHANIN HİKMETİ
Ancak birçok kimse umûmiyetle gafleti sebebiyle hâdiselerin hikmetini çözemediği için türlü türlü zanlara kapılır. Yüce Rabbimiz, insanın bu hâlet-i rûhiyesini şöyle ifâde buyurur:
“Her ne zaman Rabbi, imtihan için insana ikrâm edip bol nîmet verse, «Rabbim bana ikrâm etti!» der. Ne zaman da imtihan edip rızkını daraltsa, «Rabbim bana değer vermedi!» der.” (el-Fecr, 15-16)
Nefsâniyete mağlup gâfil insan, imtihan hikmetini unutarak fânî nîmetler karşısında haz duyar ve sevinir. Bunlar sebebiyle mânevî felâketlere düşebileceğini yani dünyanın fânî lezzetlerine aldanabileceğini, asıl ikrâmın ise âhirette olduğunu hatırına bile getirmez. Mes’ûliyetini hesâba katmadan zevk ve eğlenceye, taşkınlık ve fesâda dalar, bu sebeple Rabbinin nîmetlerine nankörlük ederek hüsrâna dûçâr olur.
Şâyet rızkı daraltılacak olsa, hikmete nazar ve tefekkür etmeden, “Rabbim bana değer vermedi!” diye gücenir. Hâlbuki her hâl gibi rızık da imtihan sebebi olduğundan, şükrünün îfâsı gerekir. Hem sabrettiği takdirde büyük mükâfatlara da nâil olacaktır. Belki, rızkı artmış olsaydı bu kendisi için bir felâket olacaktı. Dolayısıyla istikbâlin meçhul ve rızâ hâlinde yaşamanın zarûrî olduğunu hiçbir zaman unutmamak îcâb eder.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Saadet Damlaları, Erkam Yayınları