İngiliz Tarihçi Toynbee ile Bir Dilencinin İbretlik Konuşması
Hristiyanlığın nasıl bozulduğunu göstermesi açısından Meşhur İngiliz tarihçi Toynbee ile garip bir dilenci arasında geçen konuşma.
Muharref Hristiyanlık, içi boşaltılmış bir din olduğu için; inanç, ibadet ve muâmelât gibi her sahada boşluklar, tenâkuzlar ve nizamsızlıklar meşheridir. Meselâ Hristiyanlık’ta insanların günahkâr olarak doğup vaftizle o günahtan temizleneceğine inanılması ve kendileri bile günahtan sâlim olamayan papazların başkalarının günahlarını çıkarmaları gibi mantık dışı uygulamalar mevcuttur.
Necip Fâzıl Kısakürek ibretlik bir hâtırayı nakleder:
Meşhur İngiliz tarihçi Toynbee, Mısır’a gider. Kendisi sosyolog olduğu için, garip bir dilencinin yanına yaklaşır ve:
“‒Sana para versem ne yaparsın?” diye sorar. Dilenci de:
“‒Senin için Allâh’a duâ ederim.” der.
“‒Peki, senin duânı Allah kabul eder mi?” diye tekrar sorar Toynbee. O dilenci de der ki:
“‒Beyim, ben duâ ederim, gerisine karışmam. Allah dilerse kabul eder, dilerse etmez.”
Toynbee bunun üzerine şöyle der:
“‒Bizim tahsilli dediğimiz papazlar, kendileri gibi bir insanın günahını çıkardıklarını söylüyorlar. Burada ise bir dînin en garip insanı; «Allah dilerse kabul eder, dilerse kabul etmez.» diyor.”
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, İslam Tefekkür Ufku, Erkam Yayınları