İnkarcılar Sakın Seni Aldatmasın

Ayet bizleri inkarcılar ile ilgili hangi konuda uyarıyor? Peygamber Efendimiz (s.a.v) dünya hayatını neye benzetiyor?

Mekke devrinde zâlim müşrikler tarafından müslümanlara o kadar çok zulmedildi ki, bazı müslümanlar şu vesveseye kapıldılar:

‒Allâh’ın indirdiğini inkâr edenler; sere serpe yaşıyor, refah içinde belde belde dolaşıyorlar. Bizler ise; Allâh’a kul olduğumuz hâlde, her türlü eziyet ve cefânın içinde perişan vaziyetteyiz. Allâh’ın düşmanları, dünya bolluğu içinde yüzerlerken; biz, neredeyse açlık ve sıkıntıdan öleceğiz. (Hâlbuki, onlar haksız, biz ise hak üzere değil miyiz?)

İNKARCILAR SENİ ALDATMASIN!

Bunun üzerine şu âyet nâzil oldu:

“İnkârcıların (refah içinde) diyar diyar dolaşması, sakın seni aldatmasın!

Azıcık bir menfaattir o. Sonra onların varacakları yer cehennemdir. O ne kötü varış yeridir!” (Âl-i İmrân, 196-197) (Vâhıdî, Esbâbu’n-Nüzûl, s. 98; Râzî, Mefâtîhu’l-Ğayb, IX,132)

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz buyurur:

“Âhirete göre dünya, sizden birinizin parmağını denize daldırmasına benzer. O kişi parmağının (denizden) ne kadarcık su ile döndüğüne bir baksın.” (Müslim, Cennet, 55)

Dünyanın bir damla, âhiretin ise bir deryâ olduğu idrâk edilirse; gaflet ehlinin geçici olarak sahip olduğu dünyevî debdebe ve şâşaanın asla gıpta edilecek bir şey olmadığı anlaşılır.

Bu hakikatin en güzel ifadelerinden biri de şu rivâyettir:

Musa -aleyhisselâm- veya peygamberlerden biri sordu:

“–Yâ Rabbî; bu nasıl oluyor, yeryüzünde Sen’in dostların açlık ve korku içinde yaşıyor ve öldürülüyorlar, bir şeyler istiyorlar kendilerine verilmiyor; düşmanların ise dilediklerini yiyor, dilediklerini içiyorlar ve buna benzer durumlar oluyor?”

(Bütün zamanların sahibi olan) Allah Teâlâ, (istikbali ân hâline getirerek) meleklerine;

“–Kuluma cenneti gösterin!” buyurdu.

Kul orada daha önce benzerini görmediği nimetler gördü; çok güzel dizilmiş değerli kadehlere, sıra sıra yastıklara, serilmiş gösterişli yaygılara, güzel gözlü hûrîlere, çeşit çeşit meyvelere, kabuğunda saklı inciler gibi dizilmiş hizmetçilere baktı.

Allah Teâlâ;

“–Neticede gelecekleri yer burası olduktan sonra, dünyada çektikleri sıkıntılar dostlarıma ne zarar verir ki?” buyurdu.

Sonra;

“–Kuluma cehennemi gösterin!” buyurdu.

Onu cehenneme yaklaştırdıklarında, oradan büyük bir boyun şeklinde bir alevin yükseldiğini gördü ve bayıldı. Ayılınca Allah Teâlâ;

“–Sonunda gelecekleri yer burası olduktan sonra, düşmanlarıma verdiğim şeylerin onlara ne faydası olur ki?” buyurdu.

Kul da;

“–Hiçbir faydası olmaz ya Rabbî!” dedi. (İbn-i Ebî Şeybe, Musannef, VII, 35/34008)

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2021 Ay: Nisan, Sayı: 194

İslam ve İhsan

"DÜNYA HAYATI SİZİ ALDATMASIN!"

DÜNYA HAYATI İLE İLGİLİ HADİSLER

Dünya Hayatı ile İlgili Hadisler

DÜNYA HAYATINI AHİRETE TERCİH EDENLER

Dünya Hayatını Ahirete Tercih Edenler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.