İnsan Ol, İnsan!
Güzel kokular içinde bayılan debbağ, Mesnevi'den ibretlik bir kıssa...
Adamın biri, büyük bir şehre gelmişti. Çarşıyı gezerken güzel kokular satan attarların sokağına saptı. Dükkânlardan gül, menekşe kokuları dalga dalga sokağa yayılıyordu. Adam birkaç adım attı. Güzel kokular başını döndürmüştü. Fazla dayanamadı, düşüp bayıldı.
Halk, bayılan adamın başına üşüşmüştü. Kimi kalbini yokluyor, bileklerini ovuyor, kimisi de gül suyu ile yüzünü yıkıyordu. Ne yaptılarsa adamı ayıltamamışlardı. Ferahlatıcı kokular, gülsuları boşuna harcanmış, adam bir türlü kendine gelememişti. Ve baygınlığı daha çok artmıştı. Çaresiz kaldılar. Etrafa haber salarak akrabalarını arattılar. Hiç kimse adama sahip çıkmıyor, saatler geçtiği hâlde adam da bir türlü kendine gelemiyordu.
Akşama doğru oradan geçen bir debbağ (derileri terbiye eden), adamı tanımıştı. Kalabalığa seslendi:
“–Sakın ona gülsuyu serpmeyin! Ben onun hastalığının ne olduğunu biliyorum. Siz ona hiç dokunmayın, ben biraz sonra geleceğim.” diyerek uzaklaştı.
Bir vîrâneye girdi. Avucuna bir parça gübre aldı. Attarlar sokağına gelerek, gizlice, gübreyi bayılan adamın burnuna tuttu. Hayret!.. Adam kendine gelmeye başladı. Biraz sonra da ayağa kalktı. Debbağla birlikte yürüyerek gitti.
Çünkü bayılan adam da bir debbağdı. Yıllarca kokmuş deriler arasında pis kokulara alıştığı için, attarlar sokağındaki güzel kokulara dayanamayarak düşüp bayılmıştı.
MESNEVÎ:
“Mayıs böceği dâimâ pislik taşır durur. Bu yüzden de gül suyundan bayılır. Onun ilâcı yine pis kokulu şeylerdir. Çünkü ona alışmıştır, onunla hall ü hamur olmuştur.
Nasîhatçiler de, kasvetli kişiyi, kendisine bir kapı açılması, iyileşmesi ve şifâ bulması için hikmetli güzel sözlerle, amberle, gülsuyu ile tedâvî etmek isterler.
Kime öğüdün güzel kokusu fayda vermezse, muhakkak o, kötü kokulara alışmıştır.
Sen de nurdan, öğütten, iyilik ve güzellikten nasîbini al!.. Burnunu pisliğe sokma da, mayıs böceği olma! İNSAN OL, İNSAN!..”
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Mesnevî Bahçesinden BİR TESTİ SU, Erkam Yayınları
YORUMLAR