İnsan Ömrünün En Şerefli Vakti

HAYATIMIZ

İnsan, eline altın gibi kıymetli bir mal geçtiğinde, onu miligramına kadar sahiplenir. Bir miligramını bile israf etmez. Alan da satan da onu en hassas terazilerde tartar.

Zaman, insana ihsân edilen en kıymetli nîmettir. Her gününü, her saatini, her dakikasını; Allâhʼın rızâsına uygun değerlendirdiği nisbette bu nîmetin kıymetini bilmiş ve onu amel defterine bir ebediyet kârı olarak kaydettirmiş olur.

Akıllı bir insan, bu kıymetli ve sınırlı imkânı en güzel şekilde ve dolu dolu geçirmenin yollarını arar.

Gençliğin kıymeti ihtiyarlıkta anlaşılır.

Tecrübe sahibi bütün ihtiyarların ittifakla söylediği hakîkat şudur:

“Sakın gençliğinize aldanmayın! Zira çok çabuk geçer.” 

İmâm-ı Rabbânî Hazretleri ne güzel söyler:

“Vakitlerin en şereflisi olan gençlik çağını, en fazîletli ameller için harcamalıdır.” 

Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî -kuddise sirruh- talebelerinden birine yazdığı mektubunda der ki:

“Herkes elinden geldiği kadar Rabbine yönelsin!.. Sevdiklerimiz hakkında talebimiz, yarın Hakkʼın dîvânında yüzlerini ak edecek amel-i sâlihlerle meşgul olmalarıdır. Yüzleri sarartan o dehşetli günden el-amân! Biliniz ki, sâlih amel de kötü amel de onları yapanın kendinedir.”

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hakkʼa Adanmış Gençlik, Erkam Yayınları