İnsanın Gözünü Ancak Toprak Doyurur

HAYATIMIZ

Ham nefis, doymak bilmez. Îmânın lezzetini tatmış bir mü’min ise, kifâyet miktarı bir rızka hamd eder, hattâ onu bile paylaşacak insan arar.

Şeyh Sâdî Hazretleri buyurur:

“Aç gözlü, haris birisine bütün dünyayı versen doymaz. Lâkin kanaatkâr insan, bir kuru ekmekle doyar.”

Mânevî terbiye görmemiş ham bir nefis, ne kadar nîmete nâil olursa olsun doymak bilmez. Bu doyumsuzluğun rûhunda meydana getirdiği huzursuzluk, bir an olsun onun yakasını bırakmaz.

Hâlbuki îman nûruyla gönül huzuruna kavuşmuş bir mü’min, kifâyet miktarı bir rızka hamd eder, hattâ onu bile paylaşacak insan arar.

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, nefsânî arzularına râm olan insanın aç gözlülüğünü şöyle tasvir buyurur:

“İnsanoğlunun bir vâdi dolusu altını olsa, bir vâdi daha ister. Onun gözünü topraktan başka bir şey doyurmaz…” (Buhârî, Rikāk, 10; Müslim, Zekât, 116-119)

Hakîkaten, gözünü hırs bürümüş bir insana bütün dünya verilse; “Acaba Ay’dan da bir parsel alabilir miyim?..” diye düşünür. Yani onun dünya hırsı, tatmin edildikçe daha da artar. Nasıl ki bir yangını odun değil su söndürürse, nefsin ihtirâsını söndürmek için de ona dünyayı değil, dünyaya büyük vedâ olan ölümü ve âhireti sıkça hatırlatmak gerekir.

Maalesef günümüzde, âhiretsiz bir dünyaya îman etmiş materyalist ve kapitalist nefislerin ihtirasları, insanlığı felâketten felâkete sürüklüyor. Afrika’nın yeraltı zenginliklerini sömürmek isteyenler, o bölgenin insanlarını pek çok mahrûmiyete mahkûm ediyor. Suriye’de bir toprak kavgası sebebiyle nice insan canlarından, niceleri de yurtlarından ediliyor. Fakat zâlimlerin ihtirâsı yine de dinmek bilmiyor. Bugünkü mazlum İslâm coğrafyasının manzarası, bunun acı tezâhürleriyle dolu…

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Altınoluk Dergisi, 2017 – Ocak, Sayı: 371, Sayfa: 032