İnsanlar Sağlam Karakterlere Hayran Olur
İstikbâle dâir en doğru yatırım, kaliteli ve ideal insanlar yetiştirmektir. Bunu hesap edemeyen toplumlar, müthiş bir felâketin eşiğine sürüklenirler. Bu sebeple hem kendi istikâmetimizi ıslah ve ihyâ edebilmek, hem de bize zimmetli olan din kardeşlerimizin istikâmet üzere yaşamasına yardımcı olmak, en mühim vazifelerimizdendir.
Kâmil bir mü’min, sırf kendi mânevî durumunun düzgün olmasıyla vicdan huzuruna kavuşamaz. Zira kendi kurtuluşunun, başkalarının da kurtuluşuna hizmet etmekten geçtiği şuuruyla, ilminin, irfânının, güzel hâl ve davranışlarının bir nevî zekâtını ve şükür borcunu ödemek mecbûriyetinde olduğunu bilir.
Bugün toplumumuzun en büyük ihtiyacı, ideal insanadır. Yüksek keyfiyetli nesiller yetiştirebilmek için, evvelâ kendi mânevî durumumuzu yükseltmemiz îcâb eder. Bunun için de her davranışımızın mutlak sûrette ekmel (kâmil, olgun), ecmel (en güzel, estetiği olan) ve ahsen (gönle güzellik tevzî eden, sağlam) olması lâzımdır. Zira insanlar sağlam karakter ve şahsiyete hayran olur ve onu taklit ederler.
Öte yandan insan terbiyesiyle meşgul olmak, herhangi bir meslek değil, peygamberâne bir meslektir. Allah Teâlâ, en büyük insan terbiyecileri olarak peygamberleri göndermiştir. Bu sebeple sohbet eden kişi, ucu peygamber mesleğine varan çok şerefli bir vazife üstlendiğinin şuurunda olmalıdır.
İçinde bulunduğumuz imtihan âleminde, nefs tezkiyesi ve kalp tasfiyesi neticesinde süfliyattan kurtulup kemâle ermek ve ulvî mertebelere ulaşmak için mânevî eğitime girmek şarttır. Sohbet eden kişi de, işte bu mânevî eğitimle meşgul olan bir gönül mütehassısı, ruhlara ebedî hayat aşısı yapan bir gönül doktorudur.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Sohbet ve Adabı, Erkam Yayınları