İnsanların En Hayırlısı Olursun!

Müslümana bırakılan en kıymetli iki varlık nedir? İnsanların en hayırlısı olmak için yapılması gereken tek şey nedir?

Cenâb-ı Hak katında en kıymetli iki varlık; Fahr-i Kâinat -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz ve yüce Kelâmullah’tır.

Eğer Kur’ân senin kalbine ve hayatına rehber olursa, insanların en hayırlısı olursun!

Cenâb-ı Hak, bu büyük mükâfâtı kime ve hangi vesile ile ihsân eyledi?

Yüce Allah; bu müstesnâ lütfu, Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’e ihsân eyledi ve Kur’ân-ı Kerim vesilesiyle ikrâm eyledi…

Demek ki, Cenâb-ı Hak katında en kıymetli iki varlık; Fahr-i Kâinat -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz ve yüce Kelâmullah’tır.

Öyleyse, bizler de;

  • Kur’ân-ı Kerîm’i gönlümüzde ve hayatımızda bütün ihtişamıyla hem yaşayıp hem de yaşatırsak,
  • Hayatımızı Kur’ân ve Sünnet’in tâlimatlarıyla tezyîn edebilirsek,
  • Evlâtlarımızı Kur’ân ve Sünnet ikliminde yetiştirip, onlara İslâm şahsiyet ve karakterini mîras bırakabilirsek, Allah katında değerli oluruz.

Çünkü;

  • Cibrîl -aleyhisselâm- Kur’ân’ı indirdi, meleklerin en fazîletlisi oldu.
  • Kur’ân, Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’e indi. O, bütün rasûllerin seyyidi oldu. Âlemlere rahmet oldu.
  • Kur’ân; ümmet-i Muhammed’e geldi, o ümmet, ümmetlerin en hayırlısı oldu.
  • Kur’ân; Ramazan ayında indi, o ay, ayların en hayırlısı oldu.
  • Kur’ân; Kadir Gecesi’nde indi, o gece, bin aydan daha hayırlı oldu. Bütün gecelerin en hayırlısı ve en fazîletlisi oldu.

Ey mü’min!.. Eğer Kur’ân senin kalbine ve hayatına rehber olursa, insanların en hayırlısı olursun!

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2020 Ay: Mayıs, Sayı: 183

İslam ve İhsan

KUR’AN VE SÜNNET BİR BÜTÜNDÜR

Kur’an ve Sünnet Bir Bütündür

İNSANLARIN EN HAYIRLISI VE EN ŞEREFLİSİ KİMDİR?

İnsanların En Hayırlısı ve En Şereflisi Kimdir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.