İnsanlığa Bela Olan Sistemler
İnsanlığa bela olan sistemler nelerdir? İslam medeniyetinin Batılı ülkelerde doğan sistemlerden farkı nedir?
Hepsinin ortak noktası, vahye sırtlarını dönmüş olmaları... Ruhsuz, mânâsız, nursuz, halâvetsiz olmaları...
Maddeci, maddiyatçı, fırsatçı, menfaatçi olmaları... Birbirlerine zıt görünseler de, bu ideolojiler, saydığımız mahrumiyet ve mahkûmiyetlerde birbirlerinin kopyasıdır...
Komünizm, kapitalizm, nasyonalizm...
KOMÜNİZM NEDİR?
Komünizm ve sosyalizm; «Servet, toplumundur. » dedi. Fakat, zenginlerin yerini toplum adına hareket ettiğini söyleyen bir güruh aldı. Kaynağını Allah ve âhiret inancından alan, adâlet, insaf ve merhamet topluma yerleşmedi.
KAPİTALİZM NEDİR?
Kapitalizm; «Servet, ferdindir.» dedi. «Serbestiyet içinde insanlık yarışacak.» dedi. Fakat merhamet ve paylaşma olmadığı için, uçurumlar, krizler, sosyal patlamalar meydana geldi. Yarış, sadece güçlülerin zayıfları ezme yarışı oldu.
NASYONALİZM NEDİR?
Nasyonalizm; «Servet ve hâkimiyet bir ırkındır.» dedi. Tekebbür ve zulme maşa oldu.
“MÜLK ALLAH’INDIR”
Onların hiçbiri;
“Mülk, (servet ve hükümranlık) Allâh’ındır. İnsanoğlu, Allâh’ın şartlarıyla tasarrufta bulunması îcâb eden bir emânetçidir. Allah; kulları ve milletleri, rızık ve imkânların taksiminde farklılık gözeterek imtihan eder.
Bu imtihan muktezâsınca; zengin, fakirden; varlıklı yoksuldan, hâli vakti yerinde olan, garip ve kimsesizden, bilen bilmeyenden... Hâsılı her imkân sahibi, o imkândan mahrum olandan mes’uldür. Herkes birbirine zimmetlidir.” diyemedi.
Çünkü bunu söyleyebilmek; rahmet, merhamet, fedâkârlık, diğergâmlık, cömertlik gibi mânevî kıymetlerin, mâneviyatla terakkî eden canlanan hasletlerin yoğurduğu, îmanla çarpan sînelerin harcıdır.
Bu mânevî ölçülerin yaşandığı İslâm coğrafyasında, öyle demler yaşandı ki, zenginler; memleketlerinde zekât verecek kimse bulamadılar. İsraftan kaçınmak ve îtidal üzere yaşamak; zengini, fakire yaklaştırdı.
Kanaat zenginliği, istiğnâ ve hâle rızâ içinde yaşamak; fakiri zengine yaklaştırdı. Zekât, infak ve vakıf medeniyeti, toplumda dramlara derhâl müdahale etti. Yaşanan kardeşlik şuuruyla, sadece maddî değil mânevî olarak da dertler paylaşıldı. Muhabbetle kenetlenmiş, yekvücut hâle gelmiş surlar gibi bir cemiyet meydana geldi.
Bu müstesnâ kıvam, bu mükemmel nizam nasıl elde edildi?
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Nesil Endişesi, Erkam Yayınları