İnsanlığın Öldüğü Yer Doğu Guta

Suriye'deki Esed rejiminin Doğu Guta'ya düzenlediği şiddetli saldırılarda son 3 günde ölenlerin sayısı 250'yi geçti.

Suriye'deki Beşşar Esed rejiminin ablukada tuttuğu Doğu Guta'da son 3 günde ölen sivillerin sayısı 250'yi geçti.

Esed rejimi, Doğu Guta'ya son üç gündür başta varil bombası olmak üzere her türlü silahı kullanarak kara ve hava saldırıları düzenliyor.

Saldırılarda ölen sivillerin sayısı son 3 günde 250'yi, saldırıların sayısı ise 260'ı geçti.

Rejim uçakları, son 3 günde 22 sağlık merkezini ve dün gece Duma ilçesindeki Nur Camisi'ni varil bombasıyla vurdu.

Bölgedeki tüm camilerde acil kan aranıyor.

Bölgedeki AA muhabirleri, bugün de saldırıların sürdüğünü, ölü sayısının henüz belli olmadığını belirtti.

Vurulan sağlık merkezlerinin isimleri şöyle:

Sakba Hastanesi (2 kez), Sakba Doğum Merkezi, Merc Hastanesi, Ehiye Nefis Hastanesi, Arbin Hastanesi, Enver Hastanesi, Bir Canı Kurtar Merkezi, Cobar Hastanesi, Hamuriye Hastanesi (2 kez), Emek Psikoterapi Merkezi, Hayat Hastanesi, Duma Hastanesi, Kefer Batna Hastanesi, Rahmet Sağlık Merkezi, Mediara Ambulans Sistemi, Beyt Sava Hastanesi, Cisrin Hastanesi, Duma Doğum Merkezi, Yaman Hastanesi, Duma'daki SARC merkezi

400 BİN SİVİL ABLUKADA

Muhaliflerin kontrolünde bulunan Doğu Guta'da yaklaşık 400 bin sivil yaşıyor.

Doğu Guta, Astana anlaşmalarında gerginliği azaltma bölgesi ilan edilmişti ancak Rusya'nın garantörlüğünü üstlendiği Esed rejimi, geçen yıl nisan ayından itibaren bölgeye yönelik ablukasını yoğunlaştırdı ve son aylarda saldırılarını şiddetlendirdi.

İnsani krizin derinleştiği bölgede, yüzlercesi acil durumda binlerce hasta sivil tahliye edilmeyi bekliyor. Bunların birçoğu çocuk veya ileri evre kanser hastası. Doğu Gutalı çok sayıda bebek ve çocuk açlık ve ilaçsızlık yüzünden yaşamını yitirdi.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres önceki günkü açıklamasında, Doğu Guta'daki sivillerin durumundan derin endişe duyduğu belirterek, 700 kişinin tıbbi tahliyeye ihtiyaç duyduğunu vurgulamıştı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.