İnternet Bağımlılığı Ruhsal Hastalıklar Listesine Girdi

Ruhsal hastalıkların sınıflandırmasında kullanılan DSM'nin daha ileri çalışmalar gerektiren ruhsal hastalıklar bölümüne, kişiyi yalnızlaştırarak depresyona sokabilen "internet bağımlılığı" da eklendi.

Ruhsal hastalıkların sınıflandırmasında kullanılan Psikiyatrik Sınıflandırma Sistemi Tanı Listesi'nin (DSM) daha ileri çalışmalar gerektiren ruhsal hastalıklar bölümüne, kişiyi yalnızlaştırarak depresyona sokabilen "internet bağımlılığı" da eklendi.

Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Ali Bozkurt, son yıllarda yaşamın vazgeçilmez parçası teknolojideki gelişmelere paralel olarak bilgisayar ve internet kullanımının insan yaşamında önemli bir yer tuttuğunu söyledi.

Bilgisayar ve internet kullanımının bilgiye hızlı erişimin sağlanması başta olmak üzere birçok alanda önemli avantajlar sunduğunu dile getiren Bozkurt, zamanla gereksinim dışında kullanımın söz konusu olmaya başladığını ifade etti.

Bozkurt, dünyada ruhsal hastalıkların sınıflandırılmasında kullanılan Psikiyatrik Sınıflandırma Sistemi Tanı Listesi'nde yenilik yapıldığını aktararak "DSM'nin son baskısında, kalıcı yas tutmak, aşırı kafein kullanımının da bulunduğu daha ileri çalışmalar gerektiren ruhsal hastalıklar bölümünde artık internet bağımlılığı da yer aldı." dedi.

İNTERNET BAĞIMLILIĞININ BELİRTİLERİ

Bilgisayar ve internet bağımlılığında, tüm bağımlılıklarda ortaya çıkan belirtilere benzer bulguların görüldüğünün tespit edildiğini dile getiren Bozkurt, bu kişilerin internetle aşırı ilgilendiğini vurguladı. Bozkurt, şöyle devam etti:

"Öne çıkan belirtiler arasında, bu kişilerde internetten uzak kalındığında çabuk öfkelenme, huzursuzluk ve kaygı, mutsuzluk gibi yoksunluk görülüyor. İnternette vakit geçirdikleri süre, zaman içinde artış gösteriyor, internette zaman geçirmeyi engellemeye çalışmaya rağmen başarısız olunuyor, internet nedeniyle diğer ilgi alanlarına ve uğraşlara katılmama söz konusu oluyor.

Bozkurt, yaşam öykülerinde başka türlü bağımlılıkları olan kişilerin, internet bağımlılığına daha fazla yatkınlık gösterdiğini belirterek "Ayrıca sosyal açıdan içe dönük, utangaç kişilerin ve ebeveynleri ile iyi bir iletişim geliştiremeyen ergenlerin, bilgisayar ve interneti fazlaca kullanmaya başlaması, içe kapanması ve bağımlılık geliştirmeleri olasıdır." değerlendirmesini yaptı.

MİDE VE GÖRME SORUNLARINA YOL AÇABİLİYOR

Bozkurt, bilgisayar ve internet bağımlılığında birçok duygusal ve fiziksel belirtilerin de ortaya çıkabildiğini aktararak şunları kaydetti:

"Suçluluk duyguları, anksiyete, depresyon, huzursuzluk, korku, duygusal dalgalanmalar, mutsuzluk, yalnızlık hissi, yerinde duramama gibi belirtiler bağımlılarda sık gördüğümüz duygusal belirtilerdir.

Fiziksel olarak, yeme alışkanlıklarının değişimine bağlı mide bağırsak sorunları, düzensiz yeme veya tersine aşırı yeme sorunları ile ilişkili kilo kaybı ya da aşırı kilo alımı, sırt ve baş ağrıları, bilgisayar ekranında fazla zaman geçirmeye bağlı görme sorunları, elde sinirlerin sıkışmasına bağlı karpal tunnel sendromu, düzensiz uyku uyanıklık saatlerine bağlı uyku sorunları, bilgisayarda geçirilen fazla zamana bağlı kişisel bakım ve temizlik sorunları ortaya çıkabilir.

Bu tür bağımlılıkla ilgili kuşku ve kaygıların varlığında, bir an önce psikiyatri uzmanına başvurulmalı."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.