internette Paylaşılmaması Gereken Bilgiler

Teknoloji işlerimizi kolaylaştıran ve hoşumuza giden yenilik ve icatlarla özellikle son 20-30 yıldır hayatımızda yer buluyor. Son on yıldır internetin yaygınlaşması ve sosyal medya gibi mecraların oluşmasıyla birlikte artık hayatımızın her yerinde buluyoruz teknolojiyi... İmkân ve kolaylıklarıyla beraber tehdit ve problemlerle de karışımıza çıkıyor, aynı zamanda…

Biz de teknoloji ile beraber karşı karşıya kaldığımız tehdit ve problemleri gündemimize alarak, bunlar hakkında bir dikkat ve hassasiyet oluşturmak istiyoruz. Bu vesileyle, sanal âlemi gerçek hayatta neye benzetebileceğimiz üzerinde fikir yürütelim isterseniz.

SONSUZ DİJİTAL ARSALAR

İnternetin sonsuz bir arsa olduğunu hayal edelim. Bir arsanızın olmasını arzu ediyorsunuz ve bir arsa satın alıyorsunuz.

Bu satın aldığınız arsaya bir ev inşa etmek istediniz. İnternet dünyasında bu evinizin karşılığı “kişisel web siteniz”dir. Belli dönemlerde yazı yayınlanan “bloglar” buna misal olabilir.

Ama siz bu satın aldığınız arsaya, bir “ticarethâne” kurmaya karar verdiniz. Bir dükkân açtınız. Çeşitli ürünler satıyorsunuz. Bunun, internet dünyasındaki izdüşümü, “e-ticaret siteleri”dir. Hepsiburada, Gittigidiyor gibi tanınmış siteleri buna örnek verebiliriz.

Yok, ben ikisini de yapmayacağım; benim niyetim “kıraathâne”, yani “kahvehâne” işletmek, dediniz ve kıraathâneyi açtınız. Kıraathânenize insanlar geliyorlar, muhabbet ediyorlar, paylaşımlarda bulunuyorlar. İnternet dünyasında bunun karşılığı; Facebook, Twitter, Gogle+ gibi sosyal paylaşım siteleridir.

Bu sonsuz arsalarla, evlerle, ticarethânelerle dolu sanal dünyada “bir şeyler aramak” istiyorsunuz. Bir haber sitesine gidip haber okumak niyetiniz var meselâ. Ne yapmanız gerekiyor? İşte burada karşımıza “arama motorları” çıkıyor. Onlara “internet âleminin belediyeleri” diyebiliriz. Bizim misalimiz üzerinden devam edersek; belediyeye gidiyorsunuz.

“-Haber içerikli işletmeleri öğrenmek istiyorum.” diyorsunuz.

Belediye, kendisinde kayıtlı olan bütün haber içerikli sitelerin adını ve adresini size veriyor. Siz de bu sitelerden istediğinizi ziyaret ediyorsunuz.

İnternette yaptığınız tüm aramalar bu şekilde işliyor. Burada aklınıza bir soru takılabilir: Belediye sonsuz arsa, ev ve işletmelerle ilgili bütün bilgileri nereden ve nasıl biliyor?

Google, Yahoo, Bing gibi arama motorlarının, yani “sanal belediyelerin”, sonsuz dijital arsaları, evleri, işletmeleri gezen robotları var. Bu robotlar, sanal mekânları geziyorlar, muhtevalarında ne var ise kaydediyorlar. Yani sanal âlemde bir kayıt defteri oluşturuyorlar. Birisi de belediyeye gidip bir şey öğrenmek istediğinde, bu kayıt defterinden hızlı bir şekilde gerekli bilgileri bulup yönlendirme yapıyorlar.

SANAL DÜNYADA MESAJLAŞMA

Eskiden sevdiklerimize mektup gönderirdik. Mektuba pul yapıştırır, gidip postahâneye teslim ederdik. Postahâne ise, mektubumuzu anne-babamıza, kardeşimize, dostumuza teslim ederdi. Şimdi de sistem aynı işliyor. Sanal dünyada Gmail, Yahoo, Whatsapp gibi mesajlaşma servisleri var. Bunlar sanal dünyanın postahâneleri aslında.

Burada kritik bir soru gündemimize giriyor:

“Eskiden hiç mahrem bir bilgiyi ya da mahrem bir resminizi/fotonuzu postane aracılığı ile ilettiniz mi?”

Cevabınız muhtemelen “Hayır!”.

“-Şimdi iletiyor musunuz?”

Buna da cevabınızın hayır olması gerekiyor aslında… Zira üçüncü kişilerle paylaşmak istemediğiniz hiçbir bilgi ya da veriyi bu kanallardan iletmemeniz gerekiyor.

Bu konuyu biraz daha açmak gerekirse, siz bir Whatsapp grubunda bir şey paylaştığınızda, o paylaşım doğrudan o grupta yer alan kişilere/dostlara gitmiyor. Önce merkezî bilgisayar sistemlerine gidiyor. Ardından grup üyelerine dağılıyor.

Bu durumda, meselâ, sizin de bulunduğunuz bir ortama önemli bir insan, basın ve kamu tarafından bilinmesini istemediği bir ziyaret yaptı diyelim. Bunu paylaşmanız ne kadar doğru, bir düşünün? Bu bilgi sızdığında (ki kesinlikle bir şekilde sızacak) kötü niyetli insanlar, bunu nasıl kullanacaklar acaba? Bu kötülüğe, sizin katkınız olduğunu bilmek, sizi yaralayıp üzmeyecek mi?

Ya da siz sadece sevdiklerinize/tanıdıklarınıza ulaşmasını istediğiniz bir şeyi, ulu orta her yere afiş yapıp asar mısınız? Sözlerinizin, resimlerinizin her sokak başında herkes tarafından görülmesini, bilinmesini ister misiniz? İnternete girip paylaştığınız her şey artık sizin kontrolünüzden çıkmış demektir. Onun, kimin tarafından, ne amaçla ve nerelerde kullanılacağını bilemezsiniz!..

Dijital ortamda paylaştığımız hiçbir şey sır değildir. Bunu asla unutmamamız gerekiyor.

YAZICI MELEK OLARAK TEKNOLOJİ

İnterneti kullanabilmemiz için, IP olarak adlandırılan bir kimlik numarasına ihtiyacımız var. Bunu bize abonesi olduğumuz internet servis sağlayıcısı şirket, otomatik olarak tahsis ediyor. Yani IP numarası kullanmış olduğumuz modemlerde yer alan bir bilgi…

Bir arama yapmak istediğimizde, Google belediyesi, bizim kimlik numaramızı da kaydederek bize arama sonuçlarını iletiyor. Ve sistemlerine de; “falanca kimlik nolu kişi, filanca konuda arama yaptı.” diye kayıt atıyor. Yani kim, hangi konuyu araştırmış biliyor.

SOSYAL MEDYADAN HİÇBİR BİLGİ SİLİNEMEZ

Bütün bunları bir araya getirdiğimizde, internette yaptığımız tüm aramalar ve işlemler temel alınarak bizim profilimiz ortaya çıkartılabilir. Yaşımız, cinsiyetimiz, dînimiz, siyasî düşüncemiz, zevklerimiz, meraklarımız... Ve aklımıza gelmeyen daha bir sürü şey…

Bu da bize internette iş yaparken, interneti ne kadar bilinçli kullanmamız gerektiğinin önemini ortaya koyuyor.

Aklımıza:

“-Ben istediğim sosyal mecrada, istediğim bilgiyi paylaşayım, nasıl olsa silerim!” gibi bir düşünce gelebilir. Ama şunu unutmayın: sanal dünyada kaydolan hiçbir bilgi silinmez. İstenirse, o bilgi ilerde bir gün hayat bulup karşınıza çıkabilir. Bu da bize ilerde pişman olacağımız paylaşımlarda bulunmamayı öğütlüyor aslında.

İNTERNETTE PAYLAŞILMAMASI GEREKEN BİLGİLERDEN BAZILARI

  • Kimlik bilgileriniz (Doğum tarihi ve yeri, anne kızlık soyadı)
  • Ev adresiniz
  • Tatil tarihleriniz
  • Anlık durum bilgileriniz
  • Mahrem fotoğraflarınız
  • İtiraflarınız
  • Telefon numaranız
  • Âile fertlerinizin adı
  • Evinizin iç resimleri
  • Finansal bilgileriniz (Meselâ kredi kartı bilgileriniz)…

Teknolojiyi, interneti ve özellikle de sosyal medyayı kullanırken yaptığımız her davranışı iki kere düşünerek yapmamız gerekiyor. Yukarıda saydığımız maddelerde yer alan bilgileri, “Bana bir şey olmaz!” diyerek paylaştığınızda, beklenmedik problemlerle karşılaşıp üzüleceğiniz durumlar yaşabilirsiniz. Meselâ, internete koyduğunuz resimlerden evinizin adresi bulunabilir. Eğer sizinle ilgili kötü niyet taşıyan kimseler var ise, internetten kolayca bilgilerinizi bulup size zarar verebilirler. Son pişmanlık da fayda vermez.

Kaynak: Salih EROĞLU, Şebnem Dergisi, Yıl: 2016 Ay: Mart Sayı: 133

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.