Iraklı Kadın Kucağında Bebeğiyle Kur'an Dersleri Veriyor

Ülkesindeki savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınan Iraklı öğretmen Abdullah, Yozgat'ta çoğunluğunu Iraklı ve Suriyeli çocukların oluşturduğu yaklaşık 70 öğrenciye Kur'an-ı Kerim öğretiyor.

Irak'taki savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınan kadın öğretmen İlham Abdullah, kucağında 5 aylık bebeği ile Yozgat'taki yaz Kur'an kursunda gönüllü eğitim veriyor.

Tarihi Cevheri Aliefendi Camisi'nde düzenlenen kursta çoğunluğunu Iraklı ve Suriyeli çocukların oluşturduğu yaklaşık 70 öğrenci Kur'an-ı Kerim öğreniyor.

IRAKLI KADIN ÖĞRETMENDEN GÖNÜLLÜ KUR'AN DERSLERİ

Kursta cami imamının yanı sıra Iraklı Zair Yusuf (47) ile 5 çocuk annesi 32 yaşındaki Abdullah da çocuklara gönüllü olarak ders veriyor.

İlham Abdullah, "Bizler Irak'ta yaşananlardan dolayı göç etmek zorunda kaldık. Savaş ve bombardımandan dolayı kardeş ülke Türkiye'ye geldik ve burada iyi karşılandık. DEAŞ gelmeden önce güvenlik şartları iyiydi, evlerimizde yaşıyorduk ama daha sonra kaçmak zorunda kaldık." diye konuştu.

Kursa katılan 8'inci sınıf öğrencisi Halil Ülker ise Kur'an-ı Kerim okumayı, namaz kılmayı öğrendiklerini belirtti.

Cami İmam Hatibi Ebubekir Işıklı da kursa yoğun ilgi olduğunu söyledi.

Kursa Iraklı, Suriyeli ve Azerbaycanlı çocukların da katıldığını aktaran Işıklı, "Irak'tan kaçıp ülkemize sığınan hanım kardeşimiz de kucağında bebeği olmasına rağmen fedakarlık yaparak hem kendi çocuklarına, hem diğer çocuklara Kur'an öğretiyor, kendisinden Allah razı olsun." dedi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.