İşgalciler Baskın Düzenlediği Nablus Kentinde Tarihi Nasr Camii'ni Ateşe Verdi

İşgalcilerin, işgal altındaki Batı Şeria'nın Nablus kentinde bazı camilere baskın düzenlediği ve tarihi Nasr Camii'ni ateşe verdiği belirtildi.

Filistin resmi ajansı WAFA'nın haberine göre işgalciler, Nablus kentindeki birçok camiye baskın düzenleyerek tahrip etti.

İşgalcilerin askerleri Nablus kentinin Eski Şehir bölgesindeki tarihi Nasr Camisi'ni ateşe verdi ve itfaiyenin yangını söndürmesini de engelledi. Bu durum, alevlerin geniş bir alana yayılmasına neden oldu.

Görgü tanıkları, yangının imam odasını tamamen küle çevirdiğini, caminin halıları ve dış cephesinin de zarar gördüğünü aktardı.

Sosyal medyada, işgalci askerlerinin büyük bir birlikle Nasr Camii'ne baskın düzenlediği görüntüler paylaşıldı.

Nablus'un en önemli tarihi yapılarından Nasr Camii, Roma döneminde bir kilise olarak inşa edilmiş, 1187 yılında Haçlılara karşı kazanılan zaferin ardından camiye dönüştürülmüştü.

Filistin Vakıflar ve Dini İşler Bakanlığından yapılan açıklamada, Eski Şehir bölgesindeki camilere yönelik baskınlar, yapılan aramalar ve Nasr Camii'nin kundaklanması kınandı.

İşgalcilerin gece saatlerinde kente girerek Nasr Camii'ni ateşe verdiği ve Nablus Belediyesine bağlı itfaiye ekiplerinin yangına müdahale etmesini engellediği belirtilen açıklamada, "İşgal güçleri, önceden haber vermeksizin Eski Şehir’deki birçok camiye baskın düzenleyerek içeride büyük bir tahribat yaptı." ifadeleri kullanıldı.

Nablus Vakıflar Müdürü Nasır Selman da yaptığı açıklamada, "İşgalcilerin Nablus’taki camilere yönelik vahşi saldırıları, özellikle de tarihi ve kültürel öneme sahip Nasr Camii'nde yaşananlar, işgalin kutsal mekanları ihlal etme konusundaki pervasızlığını gözler önüne seriyor." dedi.

Selman, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) başta olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşlara, işgalcilerin dini ve tarihi mekanlara yönelik ihlallerini durdurmaları çağrısında bulundu.

Öte yandan, İşgalcilerin Batı Şeria’nın çeşitli kent ve kasabalarına düzenlediği baskınlarda çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.

- İşgalcilerin Batı Şeria'nın kuzeyine yönelik saldırıları

Gazze'de varılan ateşkesin 19 Ocak Pazar günü yürürlüğe girmesinin ardından işgalcilerin, 21 Ocak Salı günü işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde yer alan Cenin kentine "Demir Duvar" adını verdiği bir saldırı başlattı.

Cenin'de sürdürdüğü şiddetli saldırılarını 27 Ocak'ta Tulkerim, 2 Şubat'ta Tubas'ın El-Faria Mülteci Kampı ile Tamun beldesini kapsayacak şekilde genişleten işgalcilerin, 7 gün süren baskının ardından 8 Şubat'ta Tamun'daki güçlerini geri çekti.

İşgalcilerin, 9 Şubat'ta saldırılarını Tulkerim'in doğusundaki Nur Şems Mülteci Kampı'nı da kapsayacak şekilde genişletti.

İşgalciler 23 Şubat'ta ise tanklarla işgal altındaki Batı Şeria'ya girerek bölgenin kuzeyindeki Cenin Mülteci Kampı'na baskın düzenlemişti.

Bu görüntüler, 2002'de İkinci İntifada sırasında işgalcilerin BatıŞeria'da yürüttüğü "Savunma Kalkanı" ismi verilen saldırıları hatırlatmıştı.

İşgalcilerin ayrıca 28 Şubat'ta da "Eitan" tipi zırhlı personel taşıyıcılarıyla, Cenin kenti ve kampında Filistinlilerin araçlarına zarar vermişti.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.