İşitme Engelliler Umre İçin Yarışacak

Diyanet İşleri Başkanlığı Türkiye genelinde “İşitme Engellilere Yönelik Umre Ödüllü Dini Bilgiler Yarışması” düzenleyecek.

Tüm engelli gruplarına yönelik manevi destek, dini danışmanlık ve dini rehberlik gibi birçok hizmet yürüten Diyanet İşleri Başkanlığı, bu yıl ilk olarak işitme engellilerin motivasyonlarını arttırmak için düzenlediği yarışmaya, Kur’an Kurslarının, Yaz Kuran Kurslarının ve Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okulların öğrencileri veya mezunları katılabilecek.

Yarışmaya başvurular, 11 Ağustos’a kadar il müftülüklerine yapılabilecek. Yarışma son başvuru tarihinden sonra iki hafta içinde gerçekleştirilecek. Yarışmanın duyuruları, ilgili kişilere ulaşılabilecek kurslar, okullar, rehabilitasyon merkezleri, ilgili sivil toplum kuruluşları gibi yerlerde yapılacak.

Kur’an-ı Kerim ve Temel Dini Bilgiler alanında yapılacak yarışmanın kaynakları; Kur’an-ı Kerîm, Seyfettin Yazıcı’nın Temel Dini Bilgiler kitabı ve işaret dili ile çekilmiş Diyanet TV sessiz videolarından oluşacak.

İl Müftülüğünün oluşturacağı yarışma komisyonu, engelli koordinatörü, Milli Eğitim Bakanlığı ve ilgili kurumlardan alınacak temsilcilerden oluşacak. Komisyonda işaret dili bilen en az bir uzman bulunacak.

Her ilde ilk ona giren engellilere de çeşitli ödüllerin verileceği yarışmada, umre için illere nüfus oranlarına göre belli sayıda kontenjan tanındı. Kontenjan toplamında 100 işitme engelli umreye gitmiş olacak.

İllerde “Engelli Koordinatörleri” belirleyerek hizmetlerin daha sistemli hale getirilmesini sağlayan Diyanet, Engelli gruplarını kendi içinde engelli çeşidine göre sınıflandırarak bundan sonraki yıllarda engelliler için umre organizasyonları yapmaya devam edecek. Umreye gidecek engelliler ise yarışma ile belirlenecek.

Engelli grupların sosyal hayatın içerisinde sürekli ve aktif olmaları için her ilde sohbet programları, geziler gibi çeşitli faaliyetler yürüten Diyanet İşleri Başkanlığı, 2016 yılında da başarılı 100 engelli öğrenciye umreye götürmüştü.

Kaynak: diyanet.gov.tr

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.