İslâm Ahlâkıyla Bağdaşmayan Vasıflar
Riyâ, iki yüzlülük ve dînî duyguları istismar etmek, İslâm ahlâkıyla aslâ bağdaşmayan son derece çirkin vasıflardır. Umduğu bir menfaati elde etmek için sâlih insanların yanında kâmil bir mü’min gibi görünüp onların yanından ayrılınca buna zıt davranışlar sergilemek, kalplerden geçenleri dahî bilen Cenâb-ı Hakk’ın gazabını celbeder.
Lokman -aleyhisselâm- buyurur:
“Ey oğlum! Allah’tan kork da kalbin fücur ile / günah lekeleriyle dolu olduğu hâlde, sana ikram etsinler diye insanlara, Allah’tan korkuyormuşsun gibi görünme!” (Ahmed, ez-Zühd, Beyrut 1999, s. 44, no: 270)
[Riyâ, iki yüzlülük ve dînî duyguları istismar etmek, İslâm ahlâkıyla aslâ bağdaşmayan son derece çirkin vasıflardır. Umduğu bir menfaati elde etmek için sâlih insanların yanında kâmil bir mü’min gibi görünüp onların yanından ayrılınca buna zıt davranışlar sergilemek, kalplerden geçenleri dahî bilen Cenâb-ı Hakk’ın gazabını celbeder.
RASÛLULLAH'IN EN ÇOK KORKTUĞU ŞEY
Bunun içindir ki Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, şu îkazda bulunmuşlardır:
“Ümmetim hakkında en çok korktuğum şey, Allâh’a şirk koşmaktır. Bu sözümle onların Ay’a, Güneş’e veya puta tapacaklarını kasdetmiyorum. Beni korkutan asıl şey, Allâh’ın rızâsının dışındaki gâyeler için yapılacak ameller ve gizli şehvetlerdir (riyâ ve gösteriş duygularıdır).” (İbn-i Mâce, Zühd, 21)
GERÇEK MÜ'MİNİN ALÂMETLERİ
Gerçek bir mü’minin alâmet-i fârikası ise; samimiyetidir, ihlâsıdır, sadâkatidir.
Mevlânâ Hazretleri de, gönüllerdeki bu hâlisiyyeti muhafaza için:
“Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol!..” buyurmuştur.]
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hak Dostlarından Hikmetler 1, Erkam Yayınları, 2013