İslam Akaidi
Akâid esasları zamana, mekâna, fert ve toplumlara göre değişiklik göstermez. Bütün Peygamberlerin ortak mesajı olan bu îtikâdî esaslar, hem cihanşümûl, hem de çağlar üstüdür.
Akâid, “İslâm dininin temel kâideleri, iman edilmesi zaruri hükümleri” mânâsına gelir. İman ise “Allah’tan alıp din adına tebliğ ettiği kesinlik kazanan hususlarda peygamberleri tasdik etmek ve onlara inanmak”tır. Bu inanca sahip bulunan kimseye mü’min, inancının icaplarını tam bir teslimiyetle yerine getiren kişiye de müslim denir.
İlâhî dinlerin akîde esasları, ilk peygamber Hz. Âdem’den son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) kadar değişikliğe uğramamıştır. Değişen sadece şeriatlardır, amelî hükümlerdir.
Kur’ân-ı Kerim’de, Hz. Muhammed’e (.s.a.v.) gönderilen vahyin önceki Peygamberlere gelen vahiylere benzediği, ona indirilen kitabın önceki kitapları tasdik ettiği, İslâm akâidinin esâsını teşkil eden ulûhiyyet, nübüvvet ve âhiretin önceki dinlerde de olduğu ifade edilir.[1] Vahiy ve nübüvvetin bulunduğu yerde meleklerin ve kitapların da bulunacağı şüphesizdir.[2]
Ancak zaman içinde sapmalar olmuş, insanların müdahalesiyle ilâhî dinlerin akîdelerinde bazı tahrifler meydana gelmiştir. Cenâb-ı Hak da zaman zaman Peygamberler göndermek sûretiyle akâidde meydana gelen sapmaları ve unutulan esasları tekrar hatırlatmıştır. En son, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’yı (s.a.v.) İslâm ile gönderip doğru inancı en mükemmel şekliyle yerleştirmiş ve bu dini kendi muhafazası altına almıştır. Cenâb-ı Hak şu vaadde bulunur:
“Hiç şüphe yok ki o zikri (Kur’ân’ı) biz indirdik ve onu koruyacak olan da elbette yine biziz.” (Hicr, 9)
İMAN ESASLARI
İnanç esasları, beşerî görüşlere ve şahsî anlayışlara değil; vahye dayanır. İslâm akâidini oluşturan esaslar Kur’ân-ı Kerim’de ve hadislerde hiçbir yoruma mahal bırakmayacak şekilde açıkça îzâh edilmiştir. Kur’ân’da Allah’a, Peygamberlerine, kitaplara, meleklere, âhirete, kaza ve kadere iman konusuna temas eden ve yer yer ayrıntılı bilgiler veren birçok âyet vardır. Hadis kitaplarının birçok bölümünde de iman esasları ile ilgili bilgiler mevcuttur. Rasûlullah (s.a.v) bir hadisinde iman esaslarını şöyle saymıştır:
“İman; Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe, hayrı ve şerriyle birlikte kadere îmân etmektir.” (Buhârî, Îmân, 37; Müslim, Îmân, 1, 5; Tirmizî, Îmân, 4; Ebû Dâvûd, Sünnet, 16; Ahmed, I, 97)
PEYGAMBERLERİN ORTAK MESAJI
Akâid esasları zamana, mekâna, fert ve toplumlara göre değişiklik göstermez. Bütün Peygamberlerin ortak mesajı olan bu îtikâdî esaslar, hem cihanşümûl, hem de çağlar üstüdür. İlk insandan kıyamete kadar tüm nesiller için her zaman ve her coğrafyada geçerlidir. Bu esaslar aynı zamanda bir bütün olup bölünme kabul etmez, yani akîde esaslarının bir kısmına inanıp bir kısmına inanmamak söz konusu değildir. (Bakara, 85)
[1] Bakara, 97; Nisâ, 163; Nahl, 36; Fâtır, 24.
[2] Nahl, 2; Al-i İmrân, 3-4; İsrâ, 55; Hadîd, 25.
Kaynak: Dr. Murat Kaya, Ebedi Yol Haritası İslam, Erkam Yayınları
YORUMLAR