İslâm Bir Şifâ Eczâhânesidir

İHSAN

İslâm âdeta bir şifâ eczâhânesidir. Bu eczâhânede dileyen her türlü rahatsızlığını tedavi edecek ilâcı bulur.

“Ey îmân edenler! Sakın mallarınız ve evlâtlarınız, sizi Allâh’ı zikretmekten alıkoymasın! Kim böyle yaparsa, işte onlar hüsrâna uğrayanların ta kendileridir.” (el-Münâfikûn, 9)

Şunu da ilâve edeyim. İslâm âdeta bir şifâ eczâhânesidir. Bu eczâhânede dileyen her türlü rahatsızlığını tedavi edecek ilâcı bulur. Fakat bugün bu eczâhâneye kapitalizm girdi, sosyalizm girdi. Bir bardak temiz suyun içine bir damla necâset damlasa, onun bütün temizliği, sâfiyeti, lezzeti ortadan kaybolur.

Bozulan, İslâm’ın kendisi değil tabiî, o nezâhetini koruyor; asıl, müslümanın zihniyet dünyası hastalanmış durumda. Problem burada! Bugün kapitalizm, sosyalizm oraya girmiş durumda…

Hak dostları; selâmete çıkmak istiyorsan, iki şeyi unut, iki şeyi de unutma, diyorlar.

Bir; “Rabbini unutma!” Her hâlimizde Cenâb-ı Hak bizden râzı mı? Allah Rasûlü benim yanımda olsa, benim bu hâlime tebessüm eder miydi? Yahut üzülür müydü? Müslüman, kendisini korumak için bu hâlet-i rûhiye içinde olmalı.

İkincisi de “Ölümü, âhireti, dolayısıyla fânîliği unutma!” Allâh’ın huzûruna varışı unutma! “Kitabını oku! Bugün sana hesap sorucu olarak kendi nefsin yeter!” (el-İsrâ, 14) buyrulacak olan o müthiş günü unutma!

İki şeyi de unut, buyuruyorlar: Birincisi; “Yaptığın hayır ve hasenâtı unut!” Çünkü ufak bir hasenat insanın gözünde büyür; devâsâ bir şey görünür. Sonra insan, kendini toplumla kıyas etmeye başlar: “Ben bu kadar yapıyorum, toplumdakiler ne kadar yapıyorlar?” şeklinde. Çoğu insan, kendine buradan bir rüşvet çıkarır, vicdanını rahatlatır. Hâlbuki bizim için fiilî kıstas, kendimizi kıyâs edeceğimiz toplum, “asr-ı saâdet toplumu”dur.

İkincisi de; “Sana yapılan ezâ ve cefâları unut!” Zira Cenâb-ı Hak:

“…Allâh’ın sizi affetmesini istemez misiniz?..” (en-Nûr, 22) buyuruyor. Allah tarafından affedilmek de, Oʼnun kullarını affedebilenlerin hakkıdır.

Demek ki bu iki şeyi unutup iki şeyi de unutmayacağız ki selâmete çıkabilelim.

(Vay hâline o kimsenin) ki o, mal toplamış (cimrilik etmiş) ve onu (kendisine kalacak gibi) sayıp durmuştur. (O), malının kendisini ebedî kılacağını zanneder. Hayır! Andolsun ki o, Hutameʼye atılacaktır. Hutameʼnin ne olduğunu bilir misin? Allâhʼın, tutuşturulmuş, (yandıkça) tırmanıp kalplerin tâ üstüne çıkan ateşidir.” (el-Hümeze, 2-7)

Kaynak: Osman Nuri Topbaş / Müslümanın Para ile İmhtihanı, Erkam Yayınları