İslam Coğrafyası Gençlerinden Darbeye Ortak Tepki

İslam İşbirliği Teşkilatı Gençlik Forumu Başkanı Büyükelçi İskandarov, "Kabul edilen deklarasyon, darbecilere karşı ümmet coğrafyası gençliğinin Türk gençliğinin yanında kenetlendiğini dünyaya gösterdi." dedi.

İslam İşbirliği Teşkilatı Gençlik Forumu tarafından Antalya'da düzenlenen "1. Demokrasi Kampı", darbe girişimi karşısında Türkiye'ye verdikleri desteği göstermek için bir araya gelen 35 ülkeden 300 kadar gencin, gerçekleştirilen kültürel ve sportif etkinlikler sayesinde kaynaşmasına ve ortak bir gelecek konusunda fikir alışverişinde bulunmalarına yardımcı oluyor.

Antalya'nın Kepez ilçesindeki Gençlik ve Spor Bakanlığı Duacı Kampı'nda gerçekleştirilen gençlik kampı devam ediyor.

Ormanlık alanda doğayla baş başa zaman geçirme fırsatı elde eden gençler, düzenlenen çeşitli etkinliklerle eğlenceli zaman geçiriyor.

İslam İşbirliği Teşkilatı Gençlik Forumu Başkanı Büyükelçi Elshad İskandarov, kampla ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, İslam coğrafyasından gelen gençlerin, kampın ilk gününde "Türkiye ve Demokrasiye Destek" deklarasyonunu oy birliğiyle kabul ettiklerini bildirdi.

Hain darbe girişiminin sadece Türkiye'nin istikrarını değil, sorunlu Ortadoğu coğrafyasında Türkiye'nin üstlenmiş olduğu istikrar ve güven sağlayıcı rolünü de hedef aldığına dikkati çeken İskandarov, "15 Temmuz askeri kalkışma girişiminin hemen ardından düzenlenen etkinlikte kabul edilen deklarasyon, darbecilere karşı ümmet coğrafyası gençliğinin Türk demokrasi ve Türk gençliğinin yanında kenetlendiğini dünyaya büyük bir kararlılıkla gösterdi." dedi.

ULUSLARARASI BİLİNÇLENDİRME

AK Parti İstanbul Milletvekili ve İslam İşbirliği Teşkilatı Gençlik Forumu Kurucu Başkanı Ali Sarıkaya ise İslam İşbirliği Teşkilatının ana hedefleri çerçevesinde gençlere birliktelik ve kardeşlik ruhunu aşılamak istediklerini söyledi.

Forumun ana gündeminin "15 Temmuz darbe girişimi" olduğunu belirten Sarıkaya, "15 Temmuz'da Türkiye devletine ve milletine kasteden hain FETÖ'ye karşı uluslararası bilinçlendirmeyi artırmak için İslam dünyasının her köşesinden burada bulunan gençlere bu konunun detaylı anlatılmasını amaçlıyoruz. Dünyada ve Türkiye'de bu FETÖ'nün nasıl bir tehlikeli yapı olduğunun anlaşılması gerekiyor. Katılımcı gençlerin bunu döndüklerinde kendi ülkelerinde anlatmalarını sağlamak istiyoruz." diye konuştu.

Kampa katılan Müslüman gençlerin birliktelik ruhunu pekiştirirken, aynı zamanda sportif faaliyetlerde de bulunduklarını vurgulayan Ali Sarıkaya, gençlerin hem siyasi hem de kültürel anlamda görüş alışverişi fırsatı da elde ettiklerine işaret etti.

Sarıkaya, "Kampa katılan gençlerin, Türkiye'yi seven ve aynı zamanda İslam ümmeti bilinciyle teçhiz olmuş bir gençlik iradesini ortaya koymalarını bekliyoruz." şeklinde konuştu.

İslam İşbirliği Gençlik Forumu'nun kıdemli yöneticisi ve kamp projesi sorumlusu Ahmet Halit Hatip ise kampın, gençlerin 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Türkiye'ye destek vermeleri açısından önemli bir anlam taşıdığını söyledi.

Katılımcı gençlerin kültürel ve sosyal etkinliklerin yanı sıra çok ciddi bir akademik eğitimden geçeceklerini anlatan Hatip, yayınlanacak deklarasyonun önemine değindi.

Ahmet Halit Hatip, "Bildiriyi uluslararası medya kuruluşlarına servis edeceğiz ve İslam İşbirliği Teşkilatının bültenlerinde de yayınlanacak. Böylece dünyaya güçlü bir mesaj vermiş olacağız. İslam coğrafyasının bu süreçte Türkiye'nin yanında olduğunu bütün kamuoyu görecek." ifadelerini kullandı.

ORTAK BİR GELECEĞİ İNŞA EDECEĞİZ

Forum kapsamında gençlerle bir araya gelen Medipol Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Abdurrahman Babacan, programın kendisine umut ve heyecan verdiğini dile getirdi.

Gençlerle "İslam coğrafyası olarak bundan sonrası için neyi beraber yapacağız, neyi beraber yapamıyoruz ve bu sorunları nasıl aşabiliriz?" gibi soruların cevaplarını aradıklarını ifade eden Babacan, "Karşılıklı bu etkileşim sürecini beraber geleceğe taşımalıyız. Ben inanıyorum ki niyetler halis. Gençlerin sorularına baktığınızda görüyorsunuz ki birlikte geleceğe yürüyebiliriz. Ortak bir geleceği inşa edebiliriz. Temel meselemiz de bu olmalı." dedi.

İslam coğrafyasının ciddi problemlerle uğraştığını hatırlatan Yrd. Doç. Dr. Babacan, özellikle mezhepler arası savaşın an be an yaşandığına değindi.

DAEŞ örneğinde olduğu gibi çok yüksek bir radikalleşme sorunu yaşandığını vurgulayan Abdurrahman Babacan, şöyle devam etti:

"Radikalleşme sadece İslam coğrafyasından kaynaklanmıyor. Bunları da içine dahil eden bütüncül bir sorgulamayı, bugünkü DAEŞ meselemizi ve gençlerin doğru bir noktada nasıl konumlandırmamız gerektiği konularını konuştuk. Gençlere 'Buraları fırsat bilerek aranızdaki meseleleri oturup cesaretle konuşun' dedim. Çünkü normal zamanlarda konuşamıyoruz. Mezhep farklılıklarından kaynaklanan ön yargıları bertaraf etmemiz gerekiyor. Bu gibi platformlar bunun için bir fırsat. Kamptaki kültürel ve sportif etkinlikler bu amaçla gerçekleştiriliyor."

15 TEMMUZ'DAKİ DARBE GİRİŞİMİNİ ŞİDDETLE KINIYORUZ

Uganda'dan gelen ve Ankara Üniversitesinde eğitim gören Hakim Kavalya da kampa destek veren herkese teşekkür etti.

Türkiye'de eğitim gören Müslüman gençler olarak 15 Temmuz'daki darbe girişimini şiddetle kınadıklarını kaydeden Kavalya, "Türk milletinin başı sağolsun. Dünya bilsin ki İslam topraklarında askeri operasyon yapılmaz ve yapılamayacak. Allah ne Türkiye'ye ne de başka bir İslam ülkesine böyle acı günler yaşatmasın. Allah ne Türkiye ne de başka bir İslam ülkesinde yaşayanları vatansız, bayraksız, dinsiz ve minarelerini ezansız bırakmasın." şeklinde konuştu.

ÇOK SAYIDA ETKİNLİK DÜZENLENİYOR

"İslam Tarihi ve Medeniyeti", "Çok Kültürlülük Perspektifinde Ümmet Olma Zenginliği", "İslam ve Demokrasi" "Modern ve Postmodern Dönemde İslam Algısı" konularında eğitim niteliğinde sunumların yapıldığı kamp programı kapsamında çeşitli sportif etkinlikler de gerçekleştiriliyor.

Kampta, okçuluk, basketbol, futbol, satranç, rafting, tenis, paintball gibi sportif etkinliklere katılan gençler, dayanışma ve birlikteliklerini pekiştiriyor.

"Barış, Dayanışma ve Ortak Değerler İçin Gençler Eylemde" temasıyla bir araya gelen gençler, 24 Ağustos'a kadar Antalya'daki kamplarını sürdürecek.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.