İslam Ekonomisi Sorunları Çözer mi?

İLKE Derneği bünyesindeki İslam İktisadı Araştırmaları Merkezi (İKAM) ve İstanbul Üniversitesi İslam İktisadı ve Finansı Uygulama ve Araştırma Merkezi (İSİFAM) tarafından “Kamuoyunda İslam İktisadı Algısı” Çalıştayı düzenlendi.

İstanbul Üniversitesi Rektörlük Binası Doktora Salonunda düzenlenen program İKAM Başkanı Doç. Dr. Lütfi Sunar’ın açılış konuşmasıyla başladı. Sunar, konuşmasında İKAM’ın faaliyetlerinden bahsederek, İslam İktisadının geliştirilmesi ve gündemde tutulması için çalışmalar yaptıklarını söyledi. Bu çerçevede kurulan İktisat Yayınları bünyesinde çok sayıda kitap yayınladıklarını kaydeden Sunar, alanın bilgi birikimini zenginleştirmeyi hedeflediklerini vurguladı. İSİFAM Başkanı Doç. Dr. Mehmet Saraç ise merkez çalışmalarından bahsederek İslam iktisadının her geçen gün daha çok önem kazandığını söyledi.

İKAM ve İSİFAM tarafından İstanbul Üniversitesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen çalıştaya İstanbul Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ömer Karaoğlu, Sakarya Üniversitesi’nden Doç. Dr. Süleyman Kaya, Necmettin Erbakan Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Necmeddin Güney, Kırklareli Üniversitesi’nden Dr. Taha Eğri ve İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi’nden Prof. Dr. İbrahim Güran Yumuşak gibi akademisyenler ve araştırmacılar katıldı.

KATILIM BANKALARI BİLİNMİYOR

Programın ilk oturumunda Milli Savunma Üniversitesi’nden Prof. Dr. Fatih Savaşan ve Doç. Dr. Fatih Yardımcıoğlu “Kamuoyunda İslam İktisadı ve Finansı Farkındalığı ve Algısı” konulu bir sunum yaptı. Sunumda 1165’i öğrenci olmak üzere 2300 kişi ile yapılan bir anketin sonuçlarına yer verildi. Araştırmaya göre halkın yüzde 35,1’nin; öğrencilerin ise 48,8’inin İslam ekonomisi kavramından haberdar olmadığı vurgulandı. Halkın yüzde 20,9; öğrencilerin ise 33,2’sinin ise katılım bankacılığı ifadesini hiç duymadığı belirtildi.

Araştırmada “Sizce Türkiye’de günümüzde İslami usullere göre faaliyette bulunan banka var mıdır?” sorusuna halkın yüzde 21,7’si; öğrencilerin ise yüzde 17,1’i evet cevabını veriyor.

Katılım bankalarının kamuoyunda bilinirliğinin az olduğu görülen araştırmada kamuya ait katılım bankalarının ise neredeyse hiç bilinmediği kaydediliyor.

Araştırmaya göre halkın 35,9’u, öğrencilerin ise yüzde 36,9’u katılım bankalarının geleneksel bankalardan helal haram noktasından ayrıldığı görüşünde. Kredi kartı kullanım alışkanlıklarına da yer verilen araştırmada halkın 13,3’ünün, öğrencilerin ise 11,9’unun sadece katılım bankalarından kredi kartı kullandığı görülüyor.

“İSLAM EKONOMİSİ SORUNLARI ÇÖZER Mİ?”

Araştırmada İslam iktisadının önemli unsurlarından faiz ve kar mevzusunun yeterince anlaşılmadığı ortaya çıkıyor.

“Sizce bankacılık sektöründe katılım bankaları (faizsiz bankacılık) olmalı mı?” şeklindeki soruya halkın yüzde 70,2; öğrencilerin ise yüzde 69,4’ünün evet cevabını veriyor.

İslam iktisadının uygulanması halinde işçi haklarının daha iyi, ücretlerinse daha yüksek olacağını düşünenlerin hem öğrencilerde hem de halkta yüzde 15’in altında olması anket sonucunda ortaya çıkmıştır.

Araştırma İslam iktisadının içerik ve uygulamalarının kamuoyunda yeterince bilinmediğini ortaya konmuş, bu bağlamda kamuoyunun doğru bir şekilde bilgilendirici çalışmalar yapılması gerektiği özellikle vurgulanmıştır.

MEDYADA İSLAM İKTİSADI ALGISI

Programın ikinci yarısında ise İstanbul Üniversitesi’nden Doç. Dr. Necmettin Kızılkaya ve Yasemin Meriç medyadaki İslam iktisadı algısı ile ilgili sunumlarını gerçekleştirdi. Sunumda belirli gazete ve dergilerde son beş yılda çıkan İslam iktisadı ile ilgili haber ve yazıları analiz eden bir araştırma sunuldu.

Gazetelerde haber başlıklarına göre bakıldığında İslam ekonomisi haberlerinde 2012 -2017 arası sürekli yükseliş trendi var ancak 2017 de kısmi düşüş gözleniyor.

Yeni Şafak, Sabah, Milliyet, Hürriyet ve Cumhuriyet gazeteleri üzerinden yapılan araştırmaya göre İslami finans ile ilgili en çok haber Yeni Şafak’ta yer alıyor. Bu konuda en çok yazı yazan köşe yazarı ise Hayrettin Karaman. 2012-2017 arasında bu gazetelerde İslam ekonomisi ile ilgili yayınların sadece yüzde 9’u köşe yazarlarından oluşuyor. Çıkan haberlerin ise önemli bir kısmının şube açılışı ile hükümet yetkililerinin açıklamalarından oluşması dikkat çekiyor.

Öte yandan kamunun katılım bankacılığı pazarına atıldığı dönemde İslam ekonomisi ve finansı ile ilgili haberlerin arttığı gözlenirken İslam ekonomisi kavramlarından ‘sukuk’un haberlerde en çok yer alan kavram olarak önümüze çıkıyor.

KATILIM BANKALARI KENDİSİNİ İSLAM İKTİSADI İLE TANITMIYOR

Araştırmanın çarpıcı sonuçlarından birisi de bir yandan İslam ekonomisi ile haberlerin sayısı artarken katılım bankalarının kendisini İslam ekonomisine ait kavramlarla tanıtmaması. Kuveyt Türk kendisini tanımlarken “teknoloji, inovasyon, sağlam bankacılık, müşteri güveni, ar-ge, yenilikçi, KOBİ”; Albaraka, “Türkiye’nin ilk katılım bankası, katılım bankacılığı öncüsü ve lideri”; Türkiye Finans “Tüketici, müşteri memnuniyeti, yenilikçi”; Vakıf Katılım, “ecdat yadigarı, fakir fukaranın yüzü gülecek, vakıf kültürü, Anadolu, kamu bankası olmanın gücü güveni, milli ekonomiye destek”; Ziraat Katılım ise “paylaşım, ülkeye hizmet, kamu gücü, tarım sektörü” gibi kavramları ve ifadeleri kullanıyor.

Çalıştayda sunulan her iki araştırma da İKAM tarafından önümüzdeki günlerde rapor olarak yayımlanacak.

Program, sunum yapan akademisyenlere hediye takdimi ve toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.