İslâm Fıkhının Konuları

İslâm fıkhının ana konuları nelerdir?

İslâmî hükümler inanç ve amelle ilgili olmak üzere ikiye ayrılır. Temel fıkıh kaynaklarında amel hükümleri de “İbâdetler, Muâmeleler ve Ukûbât” diye üç bölümde incelenir.

İslâm fıkhının ana konularını içine alan ve bin yıla yakın bir süredir çokca okunan “Kudûrî” [1] isimli muhtasar fıkıh eserinin konu başlıkları aşağıda örnek olarak verildi. Böylece İslâm’ın günlük hayatla ilgili olarak ele aldığı konular topluca görülebilir.

FIKIH KONULARI

Eserin İçine aldığı konular:

1) İbâdetler: Taharet, teyemmüm, mesh, hayız, necâsetler, namaz, ezan, namazın şartları, namazın sıfatı, namazların kazası, vakitler, nâfileler, sehiv secdeleri, hastanın namazı, tilâvet secdesi, yolcunun namazı, cuma namazı, bayram namazları, küsuf namazı, yağmur duası, ramazanda gece namazları, korku namazı, cenaze namazı, şehit, Kâbe’de namaz, zekât, devenin zekâtı, sığırın zekâtı, koyunun zekâtı, atların zekâtı, gümüşün zekâtı, altının zekâtı, ticaret mallarının zekâtı, hubûbâtın ve meyvelerin zekâtı, zekât vermek caiz olup olmayan kimseler, fıtır sadakası, oruç, itikâf, hac, kıran haccı, temettu haccı, ihram yasaklarının cezaları, ihsar, ihramlının haccı kaçırması, hedy kurbanı.

2) Muâmeleler: Alış-verişler, şart muhayyerliği, görme muhayyerliği, ayıp muhayyerliği, fasit alış-veriş, ikâle (karşılıklı rıza ile akdi bozma), murâbaha (kâr miktarı açıklanarak yapılan satış) ve tevliye (kârsız satış), riba (faiz konusu), selem (para peşin mislî mal veresiye satış), sarf (altın, gümüş ve döviz satışı), rehin (borca karşı teminat sayılan para veya eşya), hacr (kısıtlılık), ikrar, icâre, şüf’a (önalım), şirket, mudârabe (emek-sermaye ortaklığı), vekâlet, kefâlet, havâle (bir alacağı başkasına devretmek), sulh, hibe, vakf, gasb, vedîa (emânet bırakılan şey), âriyet (iğreti verilen), lakît (sokağa bırakılmış buluntu çocuk), lukâta (buluntu eşya), hunsâ (cinsiyeti belirsiz kişi), mefkud (kayıp kişi), ibak (kaçak köle), ölü toprağın ihyası, izinli kılma, müzâraa (ziraat ortakçılığı), müsâkat (bağ-bahçe ortakçılığı), nikâh, süt hısımlığı, boşanma, ric’at (eşine dönme), i’lâ (eşine yaklaşmama yemini), hul’ (bedel karşılığında boşama), zihar (eşini bir yakınına benzetme yoluyla haram kılma), lian (zina ithamı ile yeminleşme), iddet (evlilik sona erince kadının, yeniden evlenebilmek için beklemek zorunda olduğu süre), nafaka, hıdâne (çocuğun bakım ve terbiyesi), ıtak (köle azadı), tedbir, istilâd, mekâtib, velâ.

3) Ukûbât: Cezalar, diyetler, kasâme, meâkıl, hadler, içki içmenin cezası, zina iftirasının cezası, hırsızlığın cezası, içecekler, avcılık ve hayvan kesimi, kurban, yeminler, dava, şahitlik, şahitlikten dönmek, edebü’l-kâdî, ortak malın paylaşımı, ikrah, siyer (devletler hukuku), buğat (yasal düzene başkaldıranlar), hazr ve ibâha (sakıncalı ve mübah olan şeyler), vasiyetler, ferâiz (miras hukuku), ferâizin hesaplanması.

Günümüz İslâm hukuku araştırmalarında muamelât; medeni ve borçlar hukûkunu kapsamaktadır. Bundan başka ahkâm-ı sultâniyye veya siyâset-i şer’iyye adı ile “Anayasa, idare ve kısmen ceza hukûku”; siyer adı ile de “Devletler umumî veya hususî hukûku” ile ilgili hükümler incelenmektedir.

Âdâb ile de ahlâk, muâşeret ve edep konuları incelenmektedir. Diğer yandan İslâm’ın sünnetleri yanında müstehap ve faziletli amellerini yaşamaya teşvik ederek takvâ ve ihlâs yönünü güçlendiren “Tasavvuf” da toplum hayatını etkileyen önemli bir disiplindir.

İşte elinizdeki eser yukarıdaki hükümlerden yalnız inanç ve ibadet hükümlerini müstehap ve âdâbı ile içine almaktadır.

Bu yüzden biz aşağıda inanç ve ibadet konuları dışında günlük hayatta en çok karşılaşılan pratiğe yönelik önemli hükümleri ayrı bir bölüm ve özet halinde sunmaya çalışacağız. Ancak yine de çok geniş olan “muamelât ve ukûbât” alanı bunlardan ibaret de sanılmamalıdır. Bu konularda daha geniş bilgi edinmek isteyenler daha geniş eserlere baş vurmalı ve meseleleri bilenlerden sormalıdır.

Dipnotlar:

[1] Bu eserin müellifi Ebü’l-Hasen Ahmed İbn Muhammed Kudûrî (ö.428/1037) olup, Bağdat’lı ve mezhepte müctehittir.

Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslam İlmihali, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

FIKIH NEDİR? FIKHÎ MEZHEPLER

Fıkıh Nedir? Fıkhî Mezhepler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.