İslam İktisadı
İslam iktisadını sağlıklı bir şekilde inceleyebilmek için İslam’ın bütünlüğünü göz önünde tutmak lazımdır. İslam fıkhı, fıkıh usulü, hadis ve hadis usulü, İslam iktisat tarihi ise tasavvuf ile birlikte değerlendirilmelidir.
Sosyal yapının zamanın ruhundan etkilenmesi her vakit olağandır. Yaklaşık iki yüzyılı aşan sanayi devriminin dünya toplumlarındaki etkileri dijital yapı ile yeni bir evreye girdi. Gelenek olarak tarif edilen onca kurum zamana direnmede zorlanıyor. Dahası modernite yeni adlandırmalarla dünden yarına varlığını koruyan kadim değerleri de değişime zorluyor.
Modern zamanlarda, sosyal tasavvurların biri olan ekonomi tek başına değer haline getirilip hukuk, ahlak, din ve sanata istikamet verir hale getirildi. Pozitivist ve maddeci anlayışlarla genel fayda esasına irca edilen ekonominin bu belirleyiciliği dünya genelinde büyük sorunlara da kapı araladı. İslam’ı sadece ferdi ibadet alanında anlamlandıran sosyal düşünce yapısı çıkmazda. İrfan alanı büyüdükçe hikmet dairesinde mevcut olan hakikatler bir bir belirginleşip bizleri yeni görevlere davet ediyor. Dinin kuşatıcılığı İslam üzerinden tarif edildiğinde bunun mevcut dünya dinlerinden farklı olduğu görülecek, Müslümanlığın dünya olgularına müteallik meselelerde hâkimiyet alanları oluşturduğu anlaşılacaktır.
DİNİMİZ DÜNYAMIZ İÇİNDİR
Sosyal hayata hukuk ve ekonomiye yeni bakış açısı getiren İslam’ın çağrısına kulak vermek bizleri gönendirecektir. Ahmet Tabakoğlu tarafından kaleme alınan “İslam ve Ekonomik Hayat” kitabı bazı ön yargıların yıkılmasında çok etkili oldu. Yayımlandığı yıllardan beri önemini koruyan bu kitap bugün için de din ve ekonomi okumalarına giriş yapmak isteyenler için derli toplu bir eser olma özelliğini koruyor.
Yazar kitabı için şunları söylüyor: “İslam iktisadını sağlıklı bir şekilde inceleyebilmek için İslam’ın bütünlüğünü göz önünde tutmak lazımdır. İslam fıkhı, fıkıh usulü, hadis ve hadis usulü, İslam iktisat tarihi ise tasavvuf ile birlikte değerlendirilmelidir.”
Din sistem dâhilinde başta hukuk olmak üzere ahlak, ekonomi, sanat ve iktisadi bünye ile yakın temas halinde bulunmaktadır. Yazara göre: “…İslam iktisadı İslam inançlarının, ilim ve irfan çevresinin, tarihinin ve özellikle fıkıh ilminin belirlediği bir bilgi dalı olarak ele alınabilir. Bu bilgi dalı çağdaş İslam toplumlarının ihtiyaçlarından dolayı özel bir önem taşımaktadır. İslam toplumlarının fikri, kültürel ve siyasi bağımsızlıklarını sağlamaları ve kendi nizamlarını kurmaları yolunda İslam iktisadı çalışmalarının büyük payı olacaktır.” (sh. 10) Kitap; insan ve iktisat, iktisat ve toplum, üretim ve bölüşüm, iktisat siyasetleri, islam ülkelerinin ekonomik güçleri ve sonuçla beş bölüm ve alt başlıklarıyla okunmayı bekliyor.
Hakikatlerle yüzleşmeden korkmayan, dinin memleketimizin can suyu olduğu gerçeğini bizlere bir kez daha hatırlatan ve hayatın içinde yer alan iktisat yapısının kodlarını çözmemize fırsat veren bu kitap sizin de elinizden düşmeyecek.
Kaynak: Ali Büyükçapar, Altınoluk Dergisi, Sayı: 425