İslam ve İhsan Nedir?

NE NEDİR?

İslam ve ihsan ne demektir? İslam nedir, İslam dinini kabul eden kişiye ne denir? İhsan nedir, ne anlama gelir? Peygamberimizin (s.a.s.) dilinden İslam, iman ve ihsanın manası...

İslam, “Allah’ın Kur’an ile vahyettiği ve esasları Hz. Muhammed (s.a.s.) tarafından bildirilen din, Müslümanlık” demektir. İhsan ise “bağışlama, bağışta bulunma” anlamlarına gelir.

İSLAM NEDİR?

İslam, “Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resûlü olduğuna şehadet etmek, namazı dosdoğru kılmak, zekatı vermek, Ramazan orucunu tutmak, yoluna güç yetirip imkan bulduğu zaman Kabe’yi ziyaret (hac) etmek” demektir. İslam dinini kabul eden kimseye de Müslüman denir.

İHSAN NEDİR?

İhsan sözlükte, “başkasına iyilik etmek” ve “yaptığı işi güzel yapmak” demektir. İhsanda bulunan kişiye muhsin denir.

CİBRİL HADİSİ (İSLAM, İMAN VE İHSAN NEDİR?)

Ömer İbnü’l-Hattâb radıyallahu anh şöyle dedi:

Bir gün Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in huzurunda bulunduğumuz sırada, elbisesi beyaz mı beyaz, saçları siyah mı siyah, yoldan gelmiş bir hali olmayan ve içimizden kimsenin tanımadığı bir adam çıkageldi. Peygamber’in yanına sokuldu, önüne oturdu, dizlerini Peygamber’in dizlerine dayadı, ellerini (kendi) dizlerinin üstüne koydu ve:

Ey Muhammed, bana İslâm’ı anlat! dedi.

İslam Nedir?

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

- “İslâm, Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın resûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı (tastamam) vermen, ramazan orucunu (eksiksiz) tutman, yoluna güç yetirebilirsen Kâbe’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdu. Adam:

Doğru söyledin dedi. Onun hem sorup hem de tasdik etmesi tuhafımıza gitti. Adam:

İman Nedir?

- Şimdi de imanı anlat bana, dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

- “Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gü-nüne inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine iman etmendir” buyurdu. Adam tekrar:

Doğru söyledin, diye tasdik etti ve:

İhsan Nedir?

Peki ihsan nedir, onu da anlat, dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

- “İhsan, Allah’a onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdu. Adam yine:

- Doğru söyledin dedi, sonra da:

- Kıyâmet ne zaman kopacak? diye sordu. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:

- “Kendisine soru yöneltilen, bu konuda sorandan daha bilgili değildir” cevabını verdi. Adam:

- O halde alâmetlerini söyle, dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

- “Annelerin, kendilerine câriye muamelesi yapacak çocuklar doğurması, yalın ayak, başı kabak, çıplak koyun çobanlarının, yüksek ve mükemmel binalarda birbirleriyle yarışmalarıdır ” buyurdu. Adam, (sessizce) çekip gitti. Ben bir süre öylece kalakaldım. Daha sonra Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:

- “Ey Ömer, soru soran kişi kimdi, biliyor musun?” buyurdu. Ben:

- Allah ve Resûlü bilir, dedim. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

- “O Cebrâil’di, size dininizi öğretmeye geldi” buyurdu. (Müslim, Îmân 1, 5. Ayrıca bk. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16; Nesâi, Mevâkît 6; İbni Mâce, Mukaddime, 9)