İslam Zor Kullanmayı Yasaklar
Tarih boyunca Müslümanlar hiç kimseyi İslâm’a girmeye zorlamamış, ellerindeki esirleri bile bu hususta serbest bırakmışlardır.
İslâm’ı yaymak adına insanlara zor kullanmak onun yapısına ve karakterine uymaz. Pek çok âyet-i kerimede Peygamberimiz’e ve diğer peygamberlere apaçık tebliğden başka bir vazife düşmediği ifade edilir.[1] Âyet-i kerimelerde şöyle buyrulur:
“(Rasûlüm), hatırlat ve öğüt ver! Çünkü sen ancak öğüt vericisin. Onların üzerinde bir zorba değilsin.” (Ğâşiye, 22)
“(Rasûlüm!) Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündekilerin hepsi elbette îman ederdi. O hâlde sen, inanmaları için insanları zorlayacak mısın?” (Yûnus, 99. Krş. Ra‘d, 31)
Bu sebeple tarih boyunca Müslümanlar hiç kimseyi İslâm’a girmeye zorlamamış, ellerindeki esirleri bile bu hususta serbest bırakmışlardır. Mısır’ın fethine iştirak etmiş olan Ziyâd bin Cez’ şöyle anlatır:
“...Elimizdeki Mısırlı savaş esirlerini bir araya topladık; Hıristiyan olan karşı taraf da geldiler. Biz esirleri, İslâm’ı veya Hıristiyanlığı tercih etmesi hususunda serbest bıraktık. Birisi İslâm’ı seçtiğinde biz fetih esnâsında getirdiğimizden daha kuvvetli bir sesle tekbir getiriyor ve onu yanımıza alıyorduk. (Artık o bizimle aynı hak ve vazifelere sahip oluyordu.) Hıristiyanlığı seçen olunca onu da serbest bırakıyorduk ve Hıristiyanlar bağırarak onu yanlarına alıyorlardı; biz de cizyesini bağlıyorduk. Ancak buna sanki içimizden biri onlara katılmış gibi çok üzülüyorduk...” (Taberî, Târih, Beyrut 1407, I, 512, [20. Sene])
“HIRİSTİYANLAR HAKİM OLSAYDI..”
Toynbee şöyle der:
“Asya’ya Araplar ve Türkler yerine Batı Hıristiyanları hâkim olsaydı, bugün Yunan kilisesinden hiçbir iz kalmazdı. Ve Müslümanların orada Hristiyanlığa gösterdiği müsamahayı bunlar İslâm’a asla göstermezlerdi.” (Arnold Toynbee, Tarih Açısından Din, İstanbul 1978, s. 285)
Cenâb-ı Hak, Firavun gibi zâlim bir insana bile “leyyin lisân” ile yumuşak söz söylenmesini emretmiştir. (Tâhâ, 43-44)
Dolayısıyla Müslümanların, dinlerinden kaynaklanan bir terör faaliyetine katılmaları mümkün değildir. Bazı insanlar terör faaliyetlerini İslâm’ın bir emriymiş gibi gösteriyorlarsa bu iddia ya İslâm’ı kötülemek için kasıtlı yapılan bir hıyânet veya cehâletle işlenen bir cinâyettir.
[1] Âl-i İmrân, 20; Mâide, 92, 99; Ra‘d, 40; İbrahim, 52; Nahl, 35, 82 vs.
Kaynak: Dr. Murat Kaya, Ebedi Yol Haritası İslam, Erkam Yayınları
YORUMLAR