İslam'a Göre Bir Arada Yaşama Kültürü
İnsanlara iyiliği emredip kötülükten alıkoyabilecek, onları incitmeyecek ve yapacakları fenalığa katlanacak kimseler için, halkla bir arada yaşamanın, cuma namazına gitmenin, toplantılarına katılmanın, onlarla beraber hayır meclislerinde ve zikir toplantılarında bulunmanın, hastalarını ziyaret edip cenazelerine katılmanın, muhtaçlarına yardım edip câhillerine yol göstermenin ve daha başka iyiliklerde bulunmanın değeri büyüktür.
Nevevî diyor ki:
Şunu iyi bil ki, söylediğim şekilde, insanlara sıkıntı vermeden onların arasına katılmak, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in, Allah’ın salât ve selâmı üzerlerine olsun diğer peygamberlerin, Hulefâ-yi Râşidîn’in, onlardan sonraki ashâb ve tâbiînin ve daha sonra gelen müslüman âlimlerle faziletli kimselerin tuttuğu yoldur. Tâbiîler ile onlardan sonra gelenlerin çoğu bu görüşü benimsemişlerdir. İmâm Şâfiî, Ahmed İbni Hanbel ve fakihlerin büyük çoğunluğu da böyle düşünmektedir. Allah hepsinden razı olsun.
Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
“İyilik etmek, fenalıktan sakınmak hususunda birbirinizle yardımlaşınız” [Mâide sûresi (5), 2].
Bu konuda daha pek çok âyet vardır.
Nevevî, “İnsanlardan Uzak Yaşamak” adlı bahisten hemen sonra onunla son derece ilgili olan “İnsanlarla Bir Arada Yaşamanın Değeri” konusunu ele almıştır. Fakat kısa açıklamasından da anlaşılacağı üzere bu konuyu Riyâzü’s-sâlihîn’in pek çok yerinde işlemiştir. Birçok âyet ve hadisi bu bahiste tekrar etmemek maksadıyla bu kısa açıklamayla yetinmiştir.
Kaynak: Riyazüs Salihin, Hadis-i Şerif Tercümesi, Erkam Yayınları