İslam'a Hizmet Yolunda Altın Kurallar
İslam'a hizmet etmek isteyen veya hizmet eden her mümin için bu yolda altın kurallar...
Herhangi bir konuda işe koyulacak isek onun hakkında ya eğitim alıyor yada bilen birinin yanında o işi öğrenmeye çalışıyoruz. Nasıl yapılır? Nelere dikkat etmek gerekir? Aynen bu konuda olduğu gibi İslam'a hizmet isteyen her müminin de bu yolun edep ve adâbını ve kuralarını bilmesi gerekir.
İSLAM'A HİZMETİN ALTIN KURALLARI
- Hiçbir hizmeti küçük görmemek gerekir. Çünkü, hizmet edebilmek büyük bir nîmettir ve ehemmiyetsiz gibi görünen bir hizmet, Allah katında çok kıymetli olabilir. Bu sebeple Allâh’ın rızâsına nâil olabilmek için her türlü hizmete koşmak îcâb eder.
- Hizmet etme fırsatı, Rabbimizin bir lûtfudur, lâkin bu lûtuf, herkese nasîb olmaz. Çok kimseler vardır ki, pek çok hususta hizmet kâbiliyetleri olduğu hâlde, zaman ve mekân müsâit olmadığından hizmetten nasipleri yoktur. Hizmet edenler, bu nîmete nâil oldukları için Allâhʼa çokça şükretmeli ve yine bu nîmete vesîle oldukları için hizmet edilenlere teşekkür edâsı içinde bulunmalıdırlar. Zira onların sâyesinde Cenâb-ı Hakk’ın rızâsına nâil olmaktadırlar.
- Hizmet insanı, karşılaştığı tehlike ve güçlükler sebebiyle yılmamalı, bilâkis daha da kuvvet bulmalıdır. Zira bir hizmetin seviyesi, katlanılan zahmetler ve fedâkârlıklar nisbetindedir. Hizmet, gelip geçici bir sevdâ değildir. Son nefese kadar aşk ve vecd ile îfâ edilmesi gereken yüce bir vazifedir. Bu itibarla hizmet ehlinin azığı sabır, dayanağı Yüce Mevlâ olmalıdır.
Muhammed İkbâl, hizmet yolunda fedâkârlıklara katlanmanın ehemmiyetini şu misalle îzah eder:
“Bir ceylan, diğer bir ceylana dert yanıyordu:
«–Bundan sonra Kâbe’de, (avlanmanın yasak olduğu) Harem-i Şerîf’te yaşayacağım. Orada yatar-kalkar, orada otlarım. Zira ovalarda avcılar pusu kurmuşlar, gece gündüz biz âhûların izinde dolaşıyorlar. Artık avcı derdinden emân bulmak istiyorum. Gönlüm biraz da huzura kavuşsun!..»
Bunları dinleyen diğer ceylan, ona şu sözlerle karşılık verir:
«−Ey akıllı dostum! Yaşamak istiyorsan tehlike içinde yaşa. Kendini dâimâ bileyi taşına vur; cevheri temiz olan kılıçtan daha keskin yaşa! Tehlike, kudreti imtihan eder. Cisim ve canın nelere kâdir olduğunu bize o bildirir.»”
Hizmet eden bir mü’min iki şeyi kesinlikle unutmamalıdır:
a. Allah Teâlâ,
b. Ölüm, yani fânîlik.
İki şeyi de unutmalıdır:
a. Kibre kapılmamak için yaptığı hayırları unutmalı,
b. Kimseyle arasında soğukluk olmaması için kendisine yapılan hatâları unutmalıdır. Yani, affede affede ilâhî affa lâyık hâle gelmeye çalışmalıdır.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hakk'a Adanmış Gençlik , Erkam Yayınları