İslam’da İnsan Hakları Beyannamesi

Nübüvveti

İslam’da insan hakları beyannamesi “Veda Hutbesi”dir. Sadece yüce Allah hükmün yazarıdır, failidir, insanın haklarının kaynağıdır. İlahi kaynaklı olması itibariyle hiçbir hükümet yöneticisi, hiçbir meclis, hiçbir otorite bunları sınırlayamaz, yürürlükten kaldıramaz.

Vedâ Hutbesi, beşerî münâsebetlerin tanzîmi, dînin muhâsebesi, hulâsası ve aynı zamanda da bir “İnsan Hakları Beyannâmesi”dir. Nitekim 1789 büyük Fransız ihtilâlinin fikrî temellerini hazırlayanlardan biri olan filozof La Fayette, meşhûr “İnsan Hakları Beyannâmesi” yayınlanmadan, bütün hukuk sis­temlerini tedkîk etmiş ve Peygamber’in -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Vedâ Hutbesi’nde îlân ettiği bütün âleme birer meş’ale olacak bu adâlet ve insanlık prensiplerine muttalî olunca:

“−Ey şanlı Muhammed! Adâlette öyle bir zirveye ulaşmışsın ki, kimsenin o sevi­yeyi aşması bugüne kadar mümkün olamamış ve bundan sonra da olamayacaktır!..” demiştir.[1]

Âlemlerin Efendisi, bu hutbesinde insanların bilmeleri gereken ve bilmedikleri takdirde mâzur sayılmayacakları hükümleri açıklamıştır. Orada toplanan kalabalık vâsıtasıyla bu hükümlerin bütün insanlığa duyurulmasını sağlamıştır.

[1] Bkz. Kâmil Mîras, Tecrîd-i Sarîh Tercemesi, IX, 289.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hz. Muhammed Mustafa 2, Erkam Yayınları