İslamʼda Kardeşlik Ahlakı ve Hukuku
Nebevî terbiye altında yetişen sahâbe nesli Allah Resûlü’nün tevâzû hâlinden müstesnâ nasipler almışlardır.
Hazret-i Ebûbekir (r.a.) Allah Resûlü’nün ifâdesiyle; “üçüncüleri Allah olan ikinin ikincisi” olmasına ve yine Efendimiz’in; “Ebûbekir bendendir, ben de ondanım...” buyurmasına rağmen, halîfeliğe seçildiğinde îrâd ettiği ilk hutbede:
HZ. EBÛBEKİR'İN TEVÂZÛSU
“Ey insanlar, en hayırlınız olmadığım hâlde başınıza emîr tayin edilmiş bulunuyorum.” diyerek vazîfesindeki yüksek dirâyetine rağmen Hak Teâlâ’nın lutf u ihsânını ümîd ederek tevâzûdan müstağnî kalmamıştır.
Selman (r.a.) Medâin vâlisiyken, Şam’dan bir tüccar gelmişti. Tüccar, yükünü taşıyacak bir hamal ararken, karşısına, sırtında bir aba olan Selman (r.a.) çıkıverdi. Onu tanımadığı için de:
“–Gel şunu taşı!” dedi.
Selman (r.a.) yükü sırtlandı. Halk vâliyi, birinin yükünü taşırken görünce adama hemen durumu îzah ettiler. Şamlı tüccar derhâl özür dileyip yükü almaya çalıştıysa da Selman (r.a.) :
“–Zararı yok, yükü evine götürene kadar sırtımdan indirmeyeceğim.” karşılığını verdi. (İbn-i Sa’d, IV, 88)
İSLAM KARDEŞLİĞİ NASIL OLMALI?
Peygamber müezzini Bilâl (r.a.) siyâhî idi. Ebû Zer (r.a.) ona bir kızgınlık ânında; “Ey kara kadının oğlu!” diye hitâb etti. Bu sebeple Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ona kızdı.
Ebû Zerr’in sonraki bir hâlini Ma’rûr bin Süveyd şöyle anlatır:
“Bir gün Ebû Zer (r.a.) ile karşılaştım. Üzerinde değerli bir elbise vardı. Aynı elbiseden kölesinin üzerinde de olduğunu görünce, kendisine bunun sebebini sordum.
Ebû Zer (r.a.) Rasûlullah (s.a.v.) zamanında bir kişiye hakaret ettiğini ve onu annesinden dolayı ayıpladığını anlattı. Bunun üzerine Nebî (s.a.v.) ona şöyle buyurmuş:
«Sen, kendisinde câhiliye huyu bulunan bir kimsesin! Onlar sizin hizmetçileriniz ve aynı zamanda kardeşlerinizdir. Allah onları sizin himâyenize vermiştir. Kimin himâyesinde bir kardeşi varsa, kendi yediğinden ona yedirsin, giydiğinden de giydirsin. Onlara üstesinden gelemeyecekleri şeyleri yüklemeyiniz. Şâyet yükleyecek olursanız kendilerine yardım ediniz.»” (Buhârî, Îman 22, Itk 15; Müslim, Eymân, 40)
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarının Örnek Ahlâkından 1, Erkam Yayınları