İslam'da Küslük ve Dargınlık Olur mu?
İslam'da küs durmanın hükmü nedir? Küslüğün bir süresi var mı? İlk adımı atanın fazileti nedir? İşte o mühim meselelerin hadisler ışığında cevapları...
Peygamber Efendimiz’in beyânına göre Pazartesi ve Perşembe günü kulların yaptığı işler Allah Teâlâ’ya arz edilir. Din kardeşi ile arasında dargınlık bulunan kişi hâricinde, Allâh’a şirk koşmayan her kulun günahları affedilir. Meleklere; “Şu iki kişinin af işlemini birbiriyle barışıncaya kadar erteleyin!” diye sıkı sıkıya tembih edilir. (Müslim, Birr, 35-36; Ebû Dâvûd, Edeb, 47)
İslâm kardeşliği, ister sevinç, ister hüzün günlerinde olsun, kardeşlerin her zaman birbirlerine destek olmasını gerektirir. Din kardeşlerinin birbirlerine küsmeleri ise hiçbir zaman tasvîb edilemez. Bu durum, kardeşliğe zehir saçar. Nitekim Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:
“Bir mü’minin, din kardeşini üç günden fazla terk edip küs durması helâl değildir. Üç gün geçmişse, onunla karşılaşıp selâm versin. Eğer selâmını alırsa, her ikisi de sevapta ortak olurlar. Aksi takdirde selâmı almayan günaha girmiş olur. Selâm veren ise küs durmaktan çıkmış olur.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 47/4912)
“Kim, din kardeşini bir yıl terk edip küs durursa, onun kanını dökmüş gibi günaha girer.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 47/4915)
Din kardeşlerinin arasını düzeltip barıştırmak da, en hayırlı amellerden biridir. Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bir gün Ebû Eyyûb el-Ensârî Hazretleri’ne hitâben:
“–Ebû Eyyûb, Allah ve Rasûlüʼnün sevip râzı olduğu bir iyiliği sana haber vereyim mi?” buyurmuştu.
Ebû Eyyûb -radıyallâhu anh-:
“–Evet, bildiriniz yâ Rasûlâllah!” dedi.
Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
“–İnsanlar birbirlerine kırıldıklarında aralarını bulur; birbirlerinden uzaklaştıklarında da onları birbirlerine yaklaştırırsın.” buyurdu. (Beyhakî, Şuab, VII, 490; Heysemî, VIII, 80)
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hakk'a Adanmış Gençlik , Erkam Yayınları