İslam’da Şehitliğin Fazileti
Şehit kime denir? Kimler şehit sayılır? İslam’da şehit olmanın fazileti nedir? Şehitlik mertebesi ve fazileti.
Şehitlik büyük bir derecedir. Allah yolunda canını feda eden bir Müslümana “şehit” denir. Ona bu adın verilmesinin sebebi, Cennetlik olduğuna şahitlik edilmiş olması yahut şehidin Rabbi huzurunda yaşıyor bulunması yahut da ölümü sırasında meleklerin şahit ve hazır olmasıdır.
KİMLER ŞEHİT SAYILIR?
Hanefîlere göre şunlar şehit sayılır: Savaş sırasında düşman tarafından öldürülen veya asiler, yol kesen eşkıya eliyle öldürülen yahut gece veya gündüz evine giren hırsızların ağır bir cisim veya kesici bir alet kullanarak öldürdükleri kimseler. Yine savaş alanında üzerinde kırık, yanık, kesik gibi yaralarla gözünden, kulağından kanlar akar bir durumda bulunan veya bir Müslüman tarafından kesici aletle haksız yere kasten öldürülen kimse de şehittir.
Diğer yandan şehidin müslüman, akıllı ve ergen olması, hayızlı, nifaslı ve cünüp olmaması, vurulduktan hemen sonra ölmüş bulunması da gerekir. Bu kısma giren şehitler tam şehit olup, hem dünya hem de âhiret bakımından şehittirler. Bunlardan her birine “hakiki şehit” denir. Bunlar yıkanmaz, kefenlenmez ve elbiseleriyle gömülürler. Cenaze namazları kılınır.[1]
ŞEHİTLİĞİN FAZİLETİ
Şehidin kullara ait maddi borçları dışında bütün günahları bağışlanmış sayılır. Ona Cennette büyük derece ve makamlar hazırlandığı âyet ve hadislerle sabittir.
Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Aksine onlar Rab’leri katında diridirler. Allah’ın lütfu ve ikramı ile rızıklanırlar. Arkalarında, henüz kendilerine katılmamış olanlara; ‘Onlara hiç bir korku yoktur, onlar mahzun da olacak değillerdir” diye müjde vermek isterler. Onlar fazl ve nimetiyle, O’nun mü’minlere söz verdiği mükafatı zayi etmeyeceği müjdesiyle sevinirler.” [2] Mesruk (r.a), Abdullah’a bu âyette zikredilen şehitlerin, durumunu sormuş o şöyle cevap vermiştir: Biz de bunu Rasûlullah (s.a.s)’a sormuştuk da şöyle cevap vermişti: “Şehitlerin ruhları yeşil kuşların karnındadır. Onların arşa asılı kandilleri vardır. Diledikleri gibi Cennette serbestçe dolaşır, sonra o kandillere geri dönerler.” [3]
Hz. Peygamber (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “Cennete giren hiç bir kimse, dünya üzerindeki herşey kendisine verilse bile, dünyaya dönmek istemez. Ancak şehit bunun dışındadır. O, göreceği ikramdan ötürü yeniden dünyaya döndürülüp, on defa daha öldürülmeyi temenni eder.” [4] “Muhammed’in nefsi kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, Allah yolunda savaşmak ve öldürülmek, sonra savaşmak ve yine öldürülmek, sonra yine savaşmak ve öldürülmek isterdim” [5]
Dipnotlar:
[1] İbn Âbidîn, age, I, 848; Şürünbülâlî, age, s. 103; Meydânî, age, I, 135-137; Şirbînî, age, I, 350. [2] Al-i İmran, 3/169-171. [3] Müslim, İmâre, 121; Ebû Dâvud, Cihâd, 25; Tirmîzî, Tefsiru Sure, 3/19; İbn Mâce, Cenâiz, 4, Cihâd, 16. [4] Buhârî, Cihâd, 6; Müslim, İmâre, 108, 109; Nesâî, Cihâd, 33. [5] Buhârî, İmân, 26; Müslim, İmâre, 103, 107; Nesâî, Cihâd, 18, 30.
Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslam İlmihali, Erkam Yayınları