İslam’da Tuvalet Adabı
Tuvalet adabı nasıl olur/olmalıdır? Madde madde İslam dinine göre tuvalet adabı şöyledir...
İslam’a göre madde madde tuvalet adabı.
TUVALET ADABI NASIL OLMALIDIR?
Büyük veya küçük abdest bozan kimse için şunlar menduptur:
a) Üzerinde Allah’ın veya Hz. Muhammed’in (sav.) ismi yazılı bir şeyle tuvalete girmemelidir. Enes (r.a) şöyle demiştir: “Hz. Peygamber tuvalete girdiğinde, yüzüğünü çıkarırdı.” [1] Çünkü O’nun yüzüğünde “Muhammedun Rasûlullah” yazısı vardı. Ancak böyle bir yazı gizlenir veya düşmesinden korkulursa sakınca kalkar.
b) Tuvalete girmeden önce Hz. Peygamber’in (sav.) okuduğu şu duayı okumak:
(Allah’ım, pislikten ve pis şeylerden sana sığınırım.)” Bundan sonra sol ayakla girip sağ ayakla çıkmak. Eve girme, çıkma gibi işlerde ise sağ ayakla girilir ve sağ ayakla çıkılır.
Tuvaletten çıkınca:
(Allah’ım! Bağışlamanı dilerim. İncitici şeyleri benden yok eden ve bana sağlık veren Allah’a hamd olsun.)” duası okunur.
c) Tuvalette Kur’an okunmaz, konuşulmaz, selâm verilince selâm alınmaz.
d) Açık arazide gözden uzaklaşmalı veya bir şeyle örtünmelidir.
e) Açık veya kapalı yerde, abdest bozarken ön veya arkasını kıbleye dönmek tahrîmen mekruh Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Tuvalete çıktığınızda küçük veya büyük abdest bozmak için kıbleye ön ve arkanızı dönmeyin, doğuya veya batıya dönün.” [2] Hanefîler dışındaki çoğunluk fakihler, kapalı tuvaletlerde bu kerahatin bulunmadığını söylerler. Dayandıkları delil, Hz. Câbir’in (ra.) naklettiği bir hadistir.[3]
f) Haşerâtın yaşadığı deliklere, yol, gölgelik, ağaç altı gibi insanların geçtiği, dinlenmek için oturduğu yerlere abdest bozmaktan sakınmalıdır. Hz. Peygamber (sav.); “Üç lânet yerinden sakının: Su kaynakları, yol ortası ve gölge. Buralarda abdest bozmayın.” [4]
g) Durgun veya akar suda abdest bozmamalı, bir özür bulunmadıkça ayakta abdest bozmaktan sakınmalıdır. Bütün bunlar mekruhtur.
h) Abdest bozduktan sonra temizlik sol el ile yapılmalı ve tuvaletten çıkınca eller sabun ve benzeri temizleyici bir şeyle yıkanmalıdır.[5]
Dipnotlar:
[1] Ebû Dâvud, Tahâre, 10; Tirmizî, libâs, 17; İbn Mâce, Tahâre, 11. [2] Tirmizî, Tahâre, 6, Büyû’, 41; Ebû Dâvud, Tahâre, 4; Ahmed İbn Hanbel, Müsned, II, 250, III, 487, V, 421 [3] Ebû Dâvud, Tahâre, 4; İbn Mâce, Tahâre, 18; A. İbn Hanbel, V, 415, 430, 438, 439 [4] Müslim, Tahâre, 68; Ebû Dâvud, Tahâre, 14; İbn Mâce, Tahâre, 21 [5] Bilgi için bk. İbn Âbidîn, a.g.e I, 316-318; Şirâzî, age, I, 25; İbn Kudâme, age, I, 162-168; Zühaylî, age, I, 202 vd.
Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslam İlmihali, Erkam Yayınları