İslami Esaslarda Taviz Yok

Hazret-i Ebûbekir -radıyallâhu anh-’ın hilâfetinde Peygamberimiz’in Hakk’a irtihâlini fırsat bilerek, artık zekât vermeyeceklerini îlân edenlere Hazret-i Ebûbekir'in (r.a) hikmetli cevabı...

Hazret-i Ebûbekir -radıyallâhu anh-’ın hilâfeti başladığında, Peygamberimiz’in Hakk’a irtihâlini fırsat bilerek, artık zekât vermeyeceklerini îlân eden kabîleler oldu. Hazret-i Ebûbekir; dînin bir rüknünün, temel bir esasının bu şekilde terk edilmesine izin vermeyerek;

“–Rasûlullâh’a zekât olarak verdikleri bir keçiyi dahî vermeseler onlarla harp edeceğim!” dedi.

Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh- dahî buradaki hikmeti bir an için idrâk edemeyerek;

“–Lâ ilâhe illâllah diyen insanlarla nasıl harp edebilirsin?” diye itiraz etmişti. Fakat daha sonra Hazret-i Ebûbekir’in firâsetini anlayarak takdir etti ve onu destekledi.

Hazret-i Ebûbekir, Rasûlullah Efendimiz’in vefâtını müteâkip halîfe olmuştu. O anda dînin esaslarının terk edilmesi husûsunda verilecek bir taviz İslâm’a büyük zarar verebilirdi.

Hakikaten Hıristiyanlık ve Yahudilik, dînî esaslarının birer birer terk edilmesiyle muharref hâle düştüler. Önceleri hıristiyan iken, araştırmaları neticesinde müslüman olan Abdülehad Dâvud Efendi şöyle der:

“Hıristiyanlıktaki tahrifler neticesinde;

  • Sünnetin yerini vaftiz,
  • Namazın yerini âyin,
  • Orucun yerini perhiz almıştır.”

İnsanın ferdî ıslah ve tezkiyesinde de önce haramlara, günahlara ve şüphelilere karşı tasfiye ve tezkiye şarttır.

  1. Sâmi RAMAZANOĞLU Hazretleri’nin buyurduğu gibi;

Yaraya, cerâhat temizlenmeden merhem sürülmez.

Mecelle kaidesi de şöyledir:

“Def‘-i mefsedet, celb-i menfaatten evlâdır.”

Önce kötülük giderilmeli, önce tezkiye gerçekleştirilmeli, sonra tâlim ve tezyine girişilmelidir.

Rasûlullah Efendimiz; birkaç misâlini verdiğimiz üzere, câhiliyyeden asr-ı saâdete doğru yol alan bir toplumun sıkıntı ve ızdıraplarına vâkıf idi. Onların çaresi ve tedavisi için en güzel üslûp, örnek davranış ve hamlelere sahip idi.

Zamanımızda da asr-ı saâdet meltemlerinden uzak kalan ümmette bir câhiliyye hortladı. Bu toplumun sıkıntı ve ızdıraplarına; Rasûlullah Efendimiz’in mübârek sîretlerinden en güzel örnekleri tahsil etmeli, O’nun eşsiz nümûneliğinde tatbik etmeliyiz.

Başta evlâtlarımız olmak üzere, yeni nesillere, İslâm’ın tavizsiz güzelliğini, en müşfik ve en merhametli bir tavırla nakşetmeliyiz. Ruhları tedavi ve ihyâ ederek, harap gönülleri mâmur hâle getirmeliyiz.

Cenâb-ı Hak, Fahr-i Kâinât Efendimiz’in muazzam ahlâkından ve üsve-i hasene sîretinden istifâde edebilmeyi cümlemize nasip ve müyesser kılsın.

Ruhlarımızı ve gönüllerimizi Kur’ân-ı Kerim ve Sünnet-i Seniyye nurlarıyla mâmûr eylesin. Âmîn!..

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2023 Ay: Mayıs, Sayı: 219

İslam ve İhsan

HAKKIN TARAFINDAYSAK TAVİZ VERMEYECEĞİZ

Hakkın Tarafındaysak Taviz Vermeyeceğiz

GÜÇLÜ OLMAK İÇİN İSLAM'DAN TAVİZ VERİLİR Mİ?

Güçlü Olmak İçin İslam'dan Taviz Verilir mi?

İSLAM DİNİNİN İNANÇ ESASLARI NELERDİR?

İslam Dininin İnanç Esasları Nelerdir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.