İslam’ı Tebliğ Etmenin Fazileti

Allah`a İman

Hidayete ermek insanın elinde midir? Bir kulun yılmadan, vazgeçmeden, ye’se de rehâvete de kapılmadan İslam’ı tebliğ etmesinin fazileti.

Müslümanları benlikten kurtararak diğergamlığa sevk eden şefkat ve merhamet duyguları, îmânın ne güzel bir tezâhürüdür. İslâm’ı, îman nîmetinden mahrum gönüllere tebliğ edebilmek de ne saâdettir.

Dîn, îmân, vatan ve millet hizmetinde muvaffak olmak, elbette her insan için büyük bir bahtiyarlıktır. Fakat tebliğ vazîfesinde asıl mesele, muvaffakıyet veya mağlûbiyet değildir. Mühim olan, Allâh’ın rızâsına nâil olmak ümîdiyle bu yolda elden geldiğince gayret göstermektir. Gereken sebeplere tevessül edildi diye her yapılan tebliğin müspet netîce vermesini beklemek ve bu gerçekleşmediği takdirde de ümitsizliğe ve kedere boğulup kendini yıpratmak da doğru değildir. Zîrâ hidâyeti verecek olan Allâh’tır.

HİDAYETE ERMEK İNSANIN ELİNDE MİDİR?

Kula düşen, yılmadan, vazgeçmeden, ye’se de rehâvete de kapılmadan tebliğe devâm etmek, neticeyi Allâh’a bırakıp tevekkül etmektir. Nitekim, âlemlere rahmet olarak gönderilmiş olan Rasûlullâh sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz’in “bir insanı daha ateşten kurtarabilmek” ümidiyle kendisini aşırı derecede zorladığı zamanlarda, şu ilâhî ihtarlar nâzil olmuştu:

“Onlar îmân etmiyorlar diye neredeyse kendine kıyacaksın! Biz dilesek, onların üzerine gökten bir mûcize indiririz de ona boyunları eğilip kalır.” (eş-Şuarâ, 3-4)

“(Rasûlüm) Sen sevdiğini hidâyete erdiremezsin, bilakis, Allâh dilediğine hidâyet verir ve hidâyete erecek olanları en iyi O bilir.” (el-Kasas, 56)

Bu yüzden, yapılan tebliğ kabul görmese bile, en azından şerrin hızını keseceği ve belki uzun vâdede netîce verip ıslâha vesîle olabileceği de unutulmamalıdır. Ayrıca tebliğci, bir netîce elde edemese bile bu mükellefiyetinin mes’ûliyetinden kurtulmuş olur. Zîrâ Allâh yolunda katılıp da kazanılamayan mücâdeleden ziyâde, katılma imkânı olduğu hâlde girilmeyen ve gayret gösterilmeyen mücâdeleden mes’ûl olunacağı muhakkaktır. İlâhî mîzanda değerlendirilecek olan da, bu hususta üzerimize düşeni yapıp yapmadığımızdır.

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Son Nefes, Erkam Yayınları