İslâm'ın Güler Yüzü Nasıl Sergilenir?
Merhamet, sende olanı, senden daha mahrûm olana ikrâm etmendir. Bir mü’minin, muhtaç, garip, yoksul ve yetimleri arayıp bulması, maddî ve mânevî olarak onların kırık gönüllerini hoş etmesi, yani onlara İslâm’ın güler yüzünü sergilemesi îcâb eder.
Şeyh Sâdî buyurur:
“Hak dostları, kimsenin uğramadığı dükkânlardan alışveriş ederler.” Yani Hak dostları, kimsenin kıymetini bilmediği garip ve kimsesizleri bularak onlara iyilik ve ihsanlarda bulunmak sûretiyle, o muzdariplerin hayır-duâlarını alırlar.
Merhamet, sende olanı, senden daha mahrûm olana ikrâm etmendir.
Bir mü’minin, muhtaç, garip, yoksul ve yetimleri arayıp bulması, maddî ve mânevî olarak onların kırık gönüllerini hoş etmesi, yani onlara İslâm’ın güler yüzünü sergilemesi îcâb eder. Yetimi ve muhtâcı arayıp bulan, onların başını okşayan Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’i düşünmelidir. Zîrâ Âlemlerin Sultânı Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm- da bir yetim idi.
ALLAH DOSTLARI MÂTEMLERİN CİVARINDA OLUR
Allah dostları, yalnızların yanıbaşında, mâtemlerin civârında bulunarak kimsesizlerin kimsesi olurlar. Garipleri ziyaret eder, iffetinden dolayı çekinip ihtiyacını arz edemeyen muhtaçları sîmâlarından tanırlar. Yine onlarda Hâlıkʼın şefkat ve merhamet nazarıyla mahlûkâta bakış hassâsiyeti zirveleştiği için, umum halkın ekseriyetle gâfil olup farkına varamadığı nice büyük ecir kapılarını, yani sevap kazanma fırsatlarını, büyük bir firâset ve basîretle görüp değerlendirirler.
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Gönül Bahçesinden Saadet Damlaları, Erkam Yayınları