İslam'ın Terbiye Ettiği Lider
İslâm’ın terbiye ettiği lider, “Hizmetkâr Lider”dir. Firavunlaşan ve ilahlaşan değil, kul olduğunun farkında olan ve ibâdullâhı hiçbir zaman istihkâr etmeyen ve kendini hizmetten âzâde saymayan bir liderdir. Hatta liderliğin, hizmetkârlıkta önde olmak, şeklinde anlaşılması tavsiye edilmiş ve öyle de gösterilmiştir.
“Allâh Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem) bir sefer esnâsında ashâbına bir koyun kesip pişirmelerini emretmişti. Ashâbından birisi:
“Yâ Resûlallâh! Onun kesilmesi benim üzerime olsun!” dedi. Başka birisi:
“Yâ Resûlallâh! Onun yüzmesi de benim vazifem olsun!” dedi. Bir başkası da:
“Yâ Resûlallâh! Onun pişirmesi de bana âit olsun!” dedi. Resûl-i Ekrem (sallallâhu aleyhi ve sellem) de:
“Odun toplamak da benim üzerime olsun!” buyurdu. Sahâbîler:
“Yâ Rasûlallâh! Biz senin işini de görmeye yeteriz! Senin çalışmana gerek yok.” dediler. Peygamber Efendimiz:
“Sizin benim işimi de görmeye yeteceğinizi biliyorum. Fakat ben, size karşı imtiyazlı bir durumda bulunmaktan hoşlanmam! Çünkü Allâh Teâlâ kulunu ashâbı arasında imtiyazlı durumda görmekten hoşlanmaz!” buyurdu.”[1]
[1] Kastallânî, Mevâhibu’l-ledünniyye, I, 385.
Kaynak: Adem Ergül, 365 Lider Davranış, Erkam Yayınları